| Sende dayanamadığım bir şey var, o da şu gereksiz genişliğin. | Open Subtitles | هناك أمر لا أستطيع أن أفهمه منك رضاك عن نفسك المحيِر |
| Sana söylemediğim bir şey var sana söylememin yasak olduğu Bir şey | Open Subtitles | .. هناك أمر ما اخفيته عنك أمر منعت أن أبوح لك به |
| İlgilenmem gereken bir şey var, o yüzden hemen gidemem. | Open Subtitles | هناك أمر أريد أن أفعله, لذا لا استطيع أن أغادر |
| Hizmetçi olmadığına göre belki sizin için bir şeyler yapabilirim. | Open Subtitles | بما أن اليوم أجازة الخادمة ربما يكون هناك أمر ما |
| Yine de bu çocuğun içinde yaşanan bir şeyler var. | Open Subtitles | ولكن لا يزال هناك أمر ما يدور بداخل جسد الصبي. |
| Onu son gördüğümde değişik Bir şey vardı. | Open Subtitles | في أخر مرة رأيته فيها كان هناك أمر مختلف |
| Bir şey var, dünyanın her yerinde tanıştığımız herkesle ilgili bildiğimiz, mesala sokakta tanıştığımız, işte her ne yapıyorlarsa ve her neye katlanıyorlarsa, ana nedeni bu, | TED | هناك أمر ما نعلمه عن كل شخص نلتقيه حول العالم، في الشارع، وهو الأمر الأكثر شيوعا من بين جميع الأمور التي يقومون بها والتي يتطرقون إليها، |
| Çok açık ki, son derece yerleşmiş bir şey var, bizi diğer hastalıklardan daha çok korkutan ve aklımızı alan birşey. | TED | بالطبع، هناك أمر أمر يخيفنا و يبهرنا أكثر من أي مرض آخر. |
| Orta Doğu çok büyüktür, ve o problemlerimizin arasında kesin olan Bir şey var: gülmeyi seviyoruz. | TED | الشرق الاوسط واسع و مترامي الأطراف، و مع كل المشاكل التي نواجهها ، هناك أمر مؤكد : نحن نحب أن نضحك. |
| Tatlım, önemli bir şeyin zamanı geldin. Yapman gereken bir şey var. | Open Subtitles | هناك أمر هام استجد يا عزيزى هناك شيئ يجب عليك فعله |
| Aslında, uh, bir şey var, o kadar da önemsenecek Bir şey değil ama. | Open Subtitles | في الحقيقة هناك أمر آخر ليس لأنه سيشكل فارقاَ |
| Teşekkür ederim. Bilirsin, yazarlar konusunda anlamadığım bir tek şey var. | Open Subtitles | شكراَ لك هناك أمر واحد في التأليف لا أفهمه |
| Benim için yapmanı istediğim bir şey var. Bu hayatını biraz zorlaştırabilir. | Open Subtitles | هناك أمر أريد أن تفعله لأجلي قد يعقد حياتك قليلاَ |
| Bu değil. bir şeyler dönüyor ve bu hiç hoşuma gitmiyor. | Open Subtitles | ليس هذا هو الأمر ، هناك أمر يجري وأنا لا أحبه |
| Eğer Çoçuk hizmetlerini arıyorduysa, Beklide bir şeyler yolunda gitmiyordu. | Open Subtitles | لو كان يتّصل بخدمات الأطفال، فربّما كان هناك أمر يجري. |
| Yine de bu çocuğun içinde yaşanan bir şeyler var. | Open Subtitles | ولكن لا يزال هناك أمر ما يدور بداخل جسد الصبي. |
| Onu son gördüğümde değişik Bir şey vardı. | Open Subtitles | في أخر مرة رأيته فيها كان هناك أمر مختلف |
| teşekkür ederim ama anlamkta zorlandığım birşey var. | Open Subtitles | شكرا لك و لكن هناك أمر واحد من الصعب فهمه |
| -Bak su içmeyin bi sorun var Ne? | Open Subtitles | , إستمعى لى . لا تشربى الماء هناك أمر ما بها |
| Size söylemem gereken bir sey var. Ameliyata girmeden önce kariniz size bir sey söylememi istedi... | Open Subtitles | أرادتني أن أعرف من فاز بالمباراة. هناك أمر آخر أريد إخبارك به. قبل أن نأخذها للجراحة، |
| Senin için yakala ya da öldür emri var. | Open Subtitles | هناك أمر بإعتقالك أو القبض عليك |
| - Bu şirketin anladığı Bir şey varsa, o da insanların işleyişidir. | Open Subtitles | لو كان هناك أمر وحيد تفهمه الشركة فهو كيف يعمل الجنس البشري |
| Maaşın için avans verdiğim on pound ile ilgili bir mesele var. | Open Subtitles | هناك أمر بسيط يتعلق بعشرة دولارات أعطيتها لك مقدما من راتبك |
| O kadar çabuk değil. Çözmemiz gereken başka bir konu var Bay Ronald. | Open Subtitles | ليس بهذه السرعة ، هناك أمر آخر يجب علينا مناقشته ، سيد رونالد |