| Elimde yiyecek bir şeyler olmadan oraya gidersem, sorun çıkacak. | Open Subtitles | إن عدت إلى هناك بدون طعام ستكون هناك مشكلة. |
| Ama kendimizi gizleyecek bir şey olmadan oraya hayatta gidemeyiz. | Open Subtitles | لكننا لن نستطيع الوصول إلى هناك بدون تغطية |
| Desteğin olmadan oraya kesinlikle gitmemeliydin. | Open Subtitles | ما كان المفروض تكون هناك بدون الإمدادات والدعم |
| O insanları orada hiçbir şey olmadan bırakamam. | Open Subtitles | أنا لن أترك هؤلاء الناس هناك بدون أى شىء معهم |
| Muhtemelen şu an herhangi bir yerdedir. Ailesi ve tutunacak gerçek bir şeyi yoktur. | Open Subtitles | من الأرجح بأنه هناك بدون عائلة ودون شئ حقيقي يتمسك به |
| Muhtemelen şu an herhangi bir yerdedir. Ailesi ve tutunacak gerçek bir şeyi yoktur. | Open Subtitles | من الأرجح بأن هناك بدون عائلة وبدون شئ حقيقي ليتمسك به |
| Yanında gelincik olmadan oraya asla girmemelisin. | Open Subtitles | يجب ألا تدخلي إلى هناك بدون رفقة نمس |
| Onu kollayan biri olmadan oraya gitmemeliydi. | Open Subtitles | لم يكن لادي اي شيء يفعله هناك بدون شريك |
| - Polis olmadan oraya girmek istemiyorum. - Ben giriyorum. | Open Subtitles | لا اريد ان ادخل هناك بدون البوليس |
| Arama izniniz olmadan oraya giremezsiniz. Elbette girebiliriz. | Open Subtitles | لا تستطيع الدخول هناك بدون مذكرة. |
| Destek olmadan oraya geri dönemezsin. | Open Subtitles | لا يمكننا العودة إلى هناك بدون تعزيزات. |
| - Takviye olmadan oraya gitmiyorum, Ruby. | Open Subtitles | (لن أدخل إلى هناك بدون دعمٍ يا (روبي |
| Eğer elimizde bir şey olmadan karşılarına çıkarsak bizi bırakırlar. | Open Subtitles | و إذا ذهبنا إلى هناك بدون قضية فسيعملون على جعلنا نرسب |