| Ama insanın katlanabileceklerinin de bir sınırı var. | Open Subtitles | لكن هناك حدود لما يستطيع الرجل أن يتحمله |
| "Bu kapıdan geçemezsin. Sınırlar vardır." | Open Subtitles | ,أنتي لا تستطيعين الخروج من هذا الباب" "هناك حدود |
| Denizden alabileceğimizin de bir sınırı olduğunu bilmemenin bir sonucu bu. | TED | هذه تبعات عدم المعرفة هناك حدود لما يجب أن لا نأخذه من البحار. |
| Biliyorum, fakat sınırlar var, dostum. Bilirsiniz. | Open Subtitles | أعرف لكن هناك حدود |
| Görüyorsun ki, dostumuzun bile zekasının sınırları var. | Open Subtitles | كما ترى ,هناك حدود للذكاء ,حتى لأصدقائنا. |
| Kişinin ensesi tehlikede olsa bile bazı sınırları vardır. | Open Subtitles | هناك حدود للبعض حتى وان كانت حياتهم على وشك ان تنتهي |
| Bilim açıkça ve özgür irade ile çalıştıkça herhangi bir sınır olacağını sanmıyorum. | Open Subtitles | طالما أن العلم مفتوحاً وبإرادة حرة, فأنا أظن أنه لن يكون هناك حدود. |
| Bir insanın, içine düştüğü zor durumdan, ne yaparsa yapsın kurtulamayacağı bir zorluk sınırı vardır. | Open Subtitles | هناك حدود تفوق أى رجل وجهوده الضئيلة لا يستطيعان البقاء |
| Bir erkekten isteyebileceğin şeylerin de bir sınırı var. Çocuklarım ve karım var. Çocuklarım ne olacak? | Open Subtitles | هناك حدود لما تطلبه من الرجل ماذا بشأن أطفالى ؟ |
| Ben her türlü oyuna varım ama bunun bir sınırı var. | Open Subtitles | أعني أنا مستعد لأي شيء ولكن تباً هناك حدود |
| - Katılıyorum. Tamam, aile önemlidir ama onun da bir sınırı var. | Open Subtitles | أنا أعني العائلة هي شيء واحد لكن هناك حدود |
| İki insanın birarada olmasında bazı Sınırlar vardır. | Open Subtitles | هناك حدود لمقدار تواجد شخصين مع بعضهم |
| Kesin Sınırlar vardır ve donlarım iç çamaşırlarım sınırın öteki tarafında. | Open Subtitles | هناك حدود محددة ...وملابسي الدخلية ملابسي الداخلية على الجانب الأخر من ذلك الحد |
| Ama aşmamamız gereken... bazı Sınırlar vardır. | Open Subtitles | لكن يتحتم أن تكون هناك حدود لا نتخطاها. |
| - aşamayacağım sınırlar var. | Open Subtitles | -مهلاً , هناك حدود لا أتخاطاها |
| - Evet, ama sınırlar var. | Open Subtitles | أجل، ولكن هناك حدود. |
| Fakat özel şirketlerin de yapabileceklerinin sınırları var. | TED | ولكن هناك حدود للعمل الحر. |
| Ama bunun sınırları var. | Open Subtitles | ولكن هناك حدود لهذا. |
| İnsanların geçmemesi gereken sınırları vardır. | Open Subtitles | هناك حدود ينبغي على الناس عدم تخطيها |
| Bilgimin sınırları vardır, Bay Mulder. | Open Subtitles | " هناك حدود لمعرفتى سيد " مولدر |
| Kahretsin, general motors ya da wall-mart için bir sınır yok. | Open Subtitles | اللعنة , ليس هناك حدود بالنسبة لجنرال موتورز أو وول |
| Ben bir kardeş gibi Aslan seviyorum, ama biliyorsun, yapmanız gereken bir adam sormak ne bir sınırı vardır. | Open Subtitles | لكن أتعرفان ، هناك حدود لما يمكن أن تطلباه من الرجل لكى يفعلها |