| Belki hissetmişsindir ama bu uçuşla da ilgili bir sorun var. | Open Subtitles | ربما أنتي حساسة وربما لست كذلك لكن هناك خطب ما بهذه الطائرة أيضا |
| Belki hissetmişsindir ama bu uçuşla da ilgili bir sorun var. | Open Subtitles | ربما أنتي حساسة وربما لست كذلك لكن هناك خطب ما بهذه الطائرة أيضا |
| Bizde bir sorun yok. Biz sadece kendimizi ifade ediyoruz. | Open Subtitles | يارجل، ليس هناك خطب بنا نحن فقط نعبّر عن انفسنا |
| Buradaki herkeste bir terslik var. Hepsi hastanelik bunların. | Open Subtitles | هناك خطب ما مع الجميع لا بد أن يكونوا بالمستشفى |
| Hayır, ters bir şeyler var. Pencereler kapalı olmalıydı. | Open Subtitles | كلا هناك خطب ما، عادة تكون النوافذ مغلقة في هذا الوقت |
| Bu bir kaza değil. İnhalerinde bir sorun var. | Open Subtitles | هذه ليست بحادثة , هناك خطب ما في هذا الجهاز |
| Acı içindeki çocuğumuzun sesi seni rahatsız etmiyorsa sende bir sorun var demek ki. | Open Subtitles | هناك خطب بك، فصوت بكاء طفلتنا.. في ألم لا يزعجك اطلاقاً |
| Bak biliyorum, iyi ebevenyler olmak istiyoruz, ve iyi vakit geçirsin istiyoruz ama burada bir sorun var. | Open Subtitles | أعلم أننا نريد أن نصبح أباء رائعون و أنها تقضي وقتًا ممتعًا لكن هناك خطب ما |
| Ya öyle ya da kızılötesinde bir sorun var. Puslanma yapıyor olabilir. | Open Subtitles | إما هذا أو هناك خطب ما في التصوير بألأشعة الحمراء، لربما هي مجرد ظلال |
| bir sorun olduğu belli. Bunu şu anda konuşmamız gerektiğini söylemiyorum. | Open Subtitles | واضح أنّ هناك خطب ما ولستُ أقول أنّ علينا مناقشته الآن |
| bir sorun olduğu belli. Bunu şu anda konuşmamız gerektiğini söylemiyorum. | Open Subtitles | واضح أنّ هناك خطب ما ولستُ أقول أنّ علينا مناقشته الآن |
| - Tanrım! - Burada ne yapıyorsun, Anders? bir sorun mu var? | Open Subtitles | ــ يا ألهي ــ ماذا تفعل هنا, هل هناك خطب ما ؟ |
| O içride. Bir terslik var. O--, o sanki Marty değil. | Open Subtitles | إنه بالداخل ، هناك خطب ما إنه ليس على سجيته |
| Öyle bir "Terslik yok" diyorsun ki, bir terslik var gibi geliyor. | Open Subtitles | طريقتك فقط في قول ليس هناك خطب تبدو .. كأن هناك خطب ما |
| Cade, şu anda pek zamanı değil biliyorum ama orada gerçekten ters giden bir şeyler var. | Open Subtitles | كايد اعلم أنه ليس الوقت المناسب لمناقشة الأمر هناك خطب ما بذلك المكان |
| Eve gelmediğinde bir şeylerin yolunda olmadığını anladım. | Open Subtitles | شعرتُ بأنّ هناك خطب ما حين لم يعد للمنزل |
| Hayır, o defterde bir şeyler olmalı. O zaman herkes anlayacak. | Open Subtitles | , كلا , هناك خطب ما في ذلك الكتاب وسوف ترين |
| Ama şimdi yine bir sorunum var. | Open Subtitles | و الان ما زال هناك خطب بي ذلك غالبا لا يعني شيئا |
| Albay Charlie'nin bir sorunu var. | Open Subtitles | كولونيل، لدينا مشكلة، هناك خطب ما أصاب تشارلى. |
| Tek bildiğim, içgüdülerim bana bir şeylerin yanlış olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | كلّ ما أعرفه أن حدسي يخبرني أنّ هناك خطب ما |
| Süpürmek deyince aklına gelen şeyde büyük sıkıntı var. Kafanın içinden bahsediyorum. | Open Subtitles | هناك خطب ما فيك حين تظن كنس أنا أتحدث عما بداخل رأسك |
| Bir tuhaflık var. Kendim gibi hissetmiyorum. | Open Subtitles | هناك خطب ما لا أشعر أني على طبيعتي |