| Ahmakça gülüşen bir kalabalığın ortasında bile anlayan ve bilen birisi her zaman vardır. | Open Subtitles | حتى وسط الحشد .. الذييضحكبغباء. هناك دائما شخص ما .. |
| Belki. Ama kötü bir adamdan daha kötü bir adam olması olasılığı her zaman vardır. | Open Subtitles | ربما، ولكن هناك دائما إمكانية بأن يكون هناك أكثر من شخص واحد مخرب. |
| Oraya çıksan ve Mayın'ı yensen bile her zaman bir şeyler olacaktır. | Open Subtitles | حتى لو كنت تجري هناك وتهزم ماينفيلد هناك دائما سيكون شيئاً ما، |
| Kamplarda daima gitarı olan ve çalmayı hiç bilmeyen biri de olur. | Open Subtitles | هناك دائما الرجل الذي يعزف الغيتار و الذي لا يعرف كيف يعزف |
| Eleştiri olarak alma ama... ..ikinizin arasında hep bir rekabet olduğunu düşündüm. | Open Subtitles | أنا لا أنتقدك ولكن يبدو لى أنه كان هناك دائما نوع من التنافر بينكما |
| - Efendim, yönetimde, gecikmeyi zayıflık görenler hep olur. | Open Subtitles | - هناك دائما ناس في الإدارة الذي يعتقد بأن أي تأخير يعتبر ضعف |
| Her zaman var, ama cesaretim yok. | Open Subtitles | هناك دائما النوايا ولكن أنا فقط لم يكن لديك الشجاعة. |
| Size yakın birini kaybettiğinizde yardım almak her zaman mümkündür. | Open Subtitles | عندما تفقدين شخصا مقربا اليكِ هناك دائما مساعدة متوفرة |
| Hayır, hayır, alkol ve bilinç azalmasıyla romantik bir gece geçirmeniz ihtimali her zaman vardır. | Open Subtitles | لا، حسنا، هناك دائما إحتمال أن سلطة الكحول و الخلوة في شقتها تؤدي إلى ليلة رومانسية جميلة |
| Geçerli mazeretim vardı. her zaman vardır. | Open Subtitles | ـ هناك دائما ظروف للتخفيف ـ هناك دائما |
| Başlangıçta. Ama söylentiler her zaman vardır. | Open Subtitles | لكن هناك دائما" اشاعات حول شرطي يطارد شبح |
| Cüzdanımı çalmaya çalışırsan sorun her zaman vardır. | Open Subtitles | هناك دائما مشكلة نحو سرقة محفظتي |
| O şans her zaman vardır. | Open Subtitles | هناك دائما خيار |
| - her zaman vardır. | Open Subtitles | هناك دائما خيارات. |
| Bir işi yapmanın her zaman bir doğru yolu yoktur. | Open Subtitles | أعني، ليس هناك دائما طريقهة واحد صحيحة لفعل هذه الأشياء |
| Çuvalda bayram yapmak istersen her zaman bir risk olur. | Open Subtitles | سيدتي، اسمعاني هناك دائما خطورة في تناول ما تنتجه الخصية |
| Tuzak kur. Kazanmanın her zaman bir yolu vardır. | Open Subtitles | حاول بأي طريقة، غشّه هناك دائما طريقة للفوز |
| Çılgınlık bu, daima şiddet içermeyen bir yol vardır, biliyorsun. | Open Subtitles | هذا جنون هناك دائما طريقة غير عنيفة لإثبات وجهة نظرك |
| Şu andan itibaren, Güneş Kuşu daima benim yanımda olacak | Open Subtitles | من الان فصاعداً والطير الشمسي يكون هناك دائما بالنسبة لي |
| Kiminle yürüsem ya da yemek yesem... yanımda o olmadığı için içimde hep bir acı var. | Open Subtitles | لا يهم مع من أكل أو مع من أمشي هناك دائما هذا الألم لأنه لم يكن هو. |
| Çünkü ben dağıtımcıyım. Sağ olduğum sürece hep bir sonraki adım da olacak. | Open Subtitles | لايقتلونى طالما أنا أحضر لهم مايريدون مادمت أنا حي سيكون هناك دائما مرّه قادمه |
| Aklımızdan çıkmayan birisi hep olur. | Open Subtitles | هناك دائما واحده تلاحقنا |
| Hata ihtimali her zaman var ve bunun farkındayım. | Open Subtitles | هناك دائما فرصة للخطأ، أنا على دراية بذلك |
| Bu tür karmaşaların daha büyük bir olayın habercisi olmaları her zaman mümkündür. | Open Subtitles | هناك دائما احتمال ان هذا الالتباس مقدمة لحدث عظيم |