| yapılacak çok iş var ama öncelikle Petrovich'in en fazla zarar verdiği aileleri ziyaret edeceğim. | Open Subtitles | ما زال هناك عمل كثير للشرطة لكنّي سأخصص وقتاً لزيارة بعض أعضاء المجتمع |
| Yani, Atlantis'te yapılacak çok iş var. | Open Subtitles | هناك عمل كثير فى اطلانطس. |
| Kız kardeşinin evliliği için yapılacak çok iş var. | Open Subtitles | هناك عمل كثير لزواج أختك |
| Yapılacak çok şey var ve biz gerçekten bütün bu harika reklamı, sönüp gitmeden, paraya çevirmeliyiz. | Open Subtitles | هناك عمل كثير وسوف نستفيد حقاً من الدعاية الكبيرة قبل أن تذبل |
| Yapılacak çok şey var; | Open Subtitles | هناك عمل كثير.. |
| Daha Yapılacak çok şey var. | Open Subtitles | ما زال هناك عمل كثير لإنجازه. |
| yapılacak çok iş var. | Open Subtitles | هناك عمل كثير |