Gerçekten bir virüs varsa hava akımını kapatmaz mıydınız? | Open Subtitles | والآن، إذا كان هناك فيروس لما ذهبتِ لإحتواء تدفق الهواء؟ |
Bu dünyada sadece bir virüs buna benzer. | Open Subtitles | هناك فيروس واحد على وجه الأرض يبدو مثل ذلك. |
Gerçekten bir virüs varsa hava akımını kapatmaz mıydınız? | Open Subtitles | والآن، إذا كان هناك فيروس لما ذهبتِ لإحتواء تدفق الهواء؟ |
Veri tabanında yeni bir virüs var. | Open Subtitles | هناك فيروس جديد فى قاعده البيانات |
Dışarıda ölümcül bir virüs var, ve sadece biz durdurabiliriz. | Open Subtitles | حسناً، هناك فيروس قاتل في الخارج نحن فقط نستطيع إيقافه .... |
Armstrong'un bilgisayarında virüs var. | Open Subtitles | هناك فيروس من نوع ما في حاسوب (أرمسترونغ). أرى ذلك. |
Bugünün Inquirer'ını oku da seni şehre yayılan bir virüs olduğuna inandırsınlar. | Open Subtitles | إقرأ أخبار اليوم، وقد يجعلونك تصدق بأن هناك فيروس متفشي بالمدينة |
Seni kaçıran adam bir virüs herkesi öldürecek dedi diye salgın peşinden koşuyorsun. | Open Subtitles | إنك تتابعين انتشار الأوبئة لأن الذى خطفك أخبرك أن هناك فيروس سوف يقضى على كوكب الأرض |
Eğer bir virüs İran'ın bilgisayarlarına bulaşıyorsa bu, büyük resimde bir eleman daha gösteriyor geçmiş dönem konuların etkisiyle. | Open Subtitles | لو هناك فيروس يصيب الحواسيب الإيرانية فهو عنصر إضافي في هذه الصورة الكبيرة بناءاً علي أحداث الماضي |
Yani içinde bir virüs varsa yalnızca bu bilgisayarı etkiler. | Open Subtitles | بالتالي لو أن هناك فيروس على هذا القرص الصلب سيؤثر على هذا الكمبيوتر فقط |
Bilgisayarımda bir virüs vardı ve ondan kurtulmaya çalışıyordum, birdenbire şöyle düşündüm, ya virüslerin bilgisayarlar içinde kendi küçük dünyaları varsa? | TED | كان هناك فيروس في جهاز الكمبيوتر الخاص بي، وكنت أحاول التخلص منه، وفجأة، فكرت فقط، ماذا لو كان للفيروسات عالمها الصغير الخاص بها داخل الكمبيوتر؟ |
bir virüs vardı, neredeyse herkesi öldürmüştü. | Open Subtitles | هناك فيروس الذي قتل الجميع تقريباً |
Gemiye bir virüs girdi ve bütün mürettebata bulaştı. | Open Subtitles | هناك فيروس دخل السفينة والطاقم إصيب به |