| KFC'nin yerine açılmış bir dükkan var, ve marihuana almam için sevk istediler. | Open Subtitles | هناك متجر فتح في كنتاكي القديم ويقولون أنني بحاجة إلى وصفة طبية لشراء الأعشاب |
| Broadway'de onlarla dolu bir dükkan var. | Open Subtitles | هناك متجر في برودواي ملئ بهذه الأشياء |
| Biraz bakındım nette. Bir casus dükkanı var. | Open Subtitles | ذهبت الى الانترنت هناك متجر للتجسس في القرية |
| - Orada bir elektronik malzeme dükkanı var. | Open Subtitles | مرحبا,هناك متجر الألكترونيات,مرحبا |
| Yakınlarda bir yerde içki dükkanı veya market var mı acaba? | Open Subtitles | هل تعرف ما إذا كان هناك متجر كحوليات أو بقالة قريبة؟ |
| Buradan iki blok ötede döner satılan bir yer var. | Open Subtitles | هناك متجر جديد لبيع الشورما، على بُعد شارعين من هنا. |
| Annemin arkadaşı Sara'nın işlettiği bir bebek mağazası vardı. | Open Subtitles | هناك متجر للأطفال الذي كانت تحضر منه أمي الرضعّات |
| Buralarda hediye paketi yapan bir içki dükkânı var mı? | Open Subtitles | هل هناك متجر لبيع الخمور في المنطقة يقوم بلف الهدايا؟ |
| Sokağın karşısında çörek satan bir dükkân var. | Open Subtitles | هناك متجر كعك مُحلى على الجانب الآخر من الشارع. |
| Mermi lazımsa köşede bir dükkan var. | Open Subtitles | هناك متجر قريب، إن كنتم بحاجة لذخيرة. |
| Evet, buradan sağa dön. Orada küçük bir dükkan var. | Open Subtitles | نعم، إستدر هنا هناك متجر صغير هنا |
| 54. Cadde'de bir dükkan var... | Open Subtitles | 54 هناك متجر في شارع |
| Biliyor musun buradan tam bin dokuz yüz metre ötede bir çörekçi dükkanı var. | Open Subtitles | "هناك متجر "دانكن دونتس على بُعد 1.2 ميل من هنا بالضبط |
| Yakında bir sandviç dükkanı var. | Open Subtitles | هناك متجر شطائر بالجوار |
| - Köşede bir mücevher dükkanı var. | Open Subtitles | هناك متجر مجوهرات على الناصيه |
| Yol boyunca haşlanmış fıstık alabileceğiniz bir sürü market var. | Open Subtitles | و هناك متجر رائع على الطريق حيث يمكنكِ شراء الفستق المطهو |
| Yakınlarda eve teslim bi market var mı? | Open Subtitles | هل هناك متجر قريب مني يقوم بعمليات التوصيل ؟ |
| Kasabada doğal fıstık ezmesi satan tek bir yer var. | Open Subtitles | هناك متجر واحد فقط في المدينة يبيع زبد فستق طبيعية |
| Alışveriş merkezinde resmini tişörte basan bir yer var. | Open Subtitles | هناك متجر جديد في المجمع التجاري يضعون صورتك على القميص |
| Annemin arkadaşı Sara'nın işlettiği bir bebek mağazası vardı. | Open Subtitles | هناك متجر للأطفال الذي كانت تحضر منه أمي الرضعّات |
| Civarda donanma mağazası vardı da ben mi görmedim? | Open Subtitles | ليس كأن هناك متجر للأحذية البحرية بالقرب |
| Üç blok ötede bir dalış dükkânı var. | Open Subtitles | ثلاث كتل بعيدا، هناك متجر الغطس. |
| Köşede bir dükkân var. | Open Subtitles | هناك متجر بالزاوية |