"هناك منطقة" - Traduction Arabe en Turc

    • bir bölge var
        
    • bir alan var
        
    • yer var
        
    • alanı var
        
    • nokta vardır
        
    Aslında, burada bunun çok üzerinde solda, biraz erimiş bir bölge var. Open Subtitles في الواقع , في الجزء الخارجي منها , هنا في الجهة اليسار هناك منطقة ذائبة صغيرة
    Vardiya değiştirdikleri zaman korumasız kalan bir bölge var. Open Subtitles عندما يغيرون المناوبة هناك منطقة غير مراقبة
    Okyanuslarda bir alan var, mercan resifleri TED هناك منطقة في المحيط ,الشعاب المرجانية.
    Bu nokta da gayet aşikâr ki ortada bir alan var ve işte bu alan da benim kendi mutluluk arayışımın merkezinde konumlanıyor. TED من الواضح في هذه النقطة أن هناك منطقة هنا في الوسط هذه هي المنطقة التي تتمركز حول سعادتي الشخصية.
    Ee, hedef almamızı istediğiniz muayyen bir yer var mı acaba? Open Subtitles لذا, هل هناك منطقة معينة تريد منا أن نطلق عليها؟
    Sağ tarafımda sürünecek kadar yer var. Open Subtitles هناك منطقة صغيرة للزحف على يميني
    Hayır, sen... kontrole gitmen gerek. Orada bir tedavi alanı var. Open Subtitles لا , أنت تحتاج إلى أن يتم فحصك هناك منطقة علاج هناك
    Güney girişte kapısı açık bir giriş alanı var. İhtiyacın olan şey bu olabilir. Open Subtitles هناك منطقة مفتوحة عند المدخل الجنوبي، قد يكون هذا ما تحتاجه.
    Onunla sevişirken, vajinasının üzerinde bir nokta vardır... küçük bir düğme gibi. Open Subtitles عندما تجتمع معها هناك منطقة فوق العانة إنه كالزر
    Mucize eseri olarak kemer yağmurunun etki etmediği küçük bir bölge var. Open Subtitles هناك منطقة صغيرة لم تمس بأعجوبة بسقوط الارك
    Guantanamo Körfezi'nin çevresinde, bir antlaşmanın A.B.D. 'ye Manhattan'ın yaklaşık iki katı büyüklüğünde bir parça toprak için yönetimsel sorumluluk verdiği bir bölge var. TED هناك منطقة ، وحول خليج جوانتانامو حيث تعطي معاهدة الولايات المتحدة المسؤولية الإدارية عن قطعة أرض هي ضعف مساحة مانهاتن.
    Bu gyrus'un ön tarafında bir bölge var burada dişler ve gözler temsil ediliyor. İnsanlar deforme olmuş halüsinasyonlar görünce Gyrus'un bu bölgesi aktive oluyor. TED و هناك منطقة في الجزء الأمامي من هذا التلفيف، حيث يُمثل الأسنان و الأعين وهذا الجزء من التلفيف يكون نشطاً، عندما يرى المرضى تلك الهلاوس المشوهة.
    Singulat korteksinde T2 yıkımının arttığı bir bölge var. Open Subtitles "هناك منطقة بها إضعاف لـ"تي 2 في القشرة المطوقة
    Güneybatı kapısının birkaç metre dışında bir alan var. Open Subtitles هناك منطقة على بعد مئات الياردات خارج البوابة الجنوبية الغربية
    Güneybatı kapısının birkaç metre dışında bir alan var. Open Subtitles هناك منطقة تبعد مئات الياردات عن البوابة الجنوبية الغربية
    Bilmediğimiz bir yer var. Open Subtitles هناك منطقة ما لا نعلم بخصوصها
    Buzulun inişli çıkışlı sınırları, işte şurada erime alanı dediğimiz yer var. Open Subtitles جيئة وذهاباً على حوافّ الغطاء الجليديّ، هناك منطقة تسمى (منطقة الذوبان).
    Güney girişte kapısı açık bir giriş alanı var. İhtiyacın olan şey bu olabilir. Open Subtitles هناك منطقة مفتوحة عند المدخل الجنوبي، قد يكون هذا ما تحتاجه.
    Fakat sol tarafında sağlam bir hedef alanı var. Open Subtitles لكن هناك منطقة استهداف محتملة على يسارك
    Pekala, sadece bir kamera varsa, elbet bir kör nokta vardır. Open Subtitles حسناً، اذا كان هناك كاميرا واحدة فقط، فيجب أن تكون هناك منطقة عمياء.
    Genellikle bir nokta vardır, algılayabilirsem. Open Subtitles -من المعتاد أن تكون هناك منطقة ، لو أمكنني أن أسمعها -لكن ..

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus