| Daha sakin bir yerde seninle konuşmam gereken bir şey var. | Open Subtitles | هنالك أمراً أود مناقشته بمكان أكثر إنفراداً |
| Her neyse, kesin olan bir şey var. | Open Subtitles | على أية حال، هنالك أمراً مؤكداً، |
| Bunda çok daha büyük bir şey var. | Open Subtitles | هنالك أمراً كبيراً لنلعبُ به هنا. |
| Yüksek mevkilerdeki insanlar bugün bir şeyler olacağını biliyordu. | Open Subtitles | لقد علم أناس في مراكز رفيعةٍ بأن هنالك أمراً سيحدث اليوم |
| Babasının düşüncelerini okudu. Yanlış bir şeyler olsaydı onunla gitmezdi. | Open Subtitles | لقد قرأ أفكار أبيه إن كان هنالك أمراً خاطئاً، لَما ذهب معه |
| Sanırım kötü bir şeyler olacak. | Open Subtitles | أظنُ ان هنالك أمراً سيء على وشك الحدوث. |
| Bunda çok daha büyük bir şey var. | Open Subtitles | هنالك أمراً كبيراً لنلعبُ به هنا. |
| İstediğim tek bir şey var. | Open Subtitles | هنالك أمراً واحداً فقط أريده |
| Yanlış giden bir şey var. | Open Subtitles | هنالك أمراً خاطئ .تحدث |
| Aramızda bir şey var. | Open Subtitles | هنالك أمراً بيننا |
| Burada yakalayamadığımız bir şey var. | Open Subtitles | هنالك أمراً به، |
| Becca, sana söylemek istediğim bir şey var. | Open Subtitles | بيكا) هنالك أمراً أودُ) أن أقوله لك |
| Sana söylemediğim bir şey var. | Open Subtitles | هنالك أمراً لم أخبركِ (به يا (بريندا. |
| Bir kulak ver, aralarında bir şeyler dönüyor. | Open Subtitles | أنصتِ إليّ، هنالك أمراً يجري بينهم. |
| İnsanlar bir şeyler var sanacak. | Open Subtitles | -سيحسب الناس أنّ هنالك أمراً طرأ |
| bir şeyler yanlış. | Open Subtitles | هنالك أمراً خاطئاً |
| bir şeyler yapılmalı. | Open Subtitles | لابد أن هنالك أمراً يجري. |