| Hala örgütle ilgili bilmediğim şeyler var. | Open Subtitles | مازال هنالك اشياء كثيرة لا أعرفها عن المنظمة |
| Bu dünyada, mantıklı düşünerek açıklanamayacak şeyler var. | Open Subtitles | هنالك اشياء في هذا العالم لا يمكن تفسيرها بالعقل المجرد |
| Bu karavanda inanamayacağın şeyler var. | Open Subtitles | هنالك اشياء في هذه المقطورة لن تستطيعي تصديقها |
| Ross, bu işi daha ileri götürmeden önce, sana söylemem gereken bazı şeyler var. | Open Subtitles | قبل أن تمضي بهذا هنالك اشياء ينبغي علي إخبارك بها |
| Biz on parmağı kullanmayı başaramadık ama tek parmaktan fazlasıyla yapabileceğiniz bazı şeyler var ki bu büyüleyici. | TED | لم ننجح ابداً في استخدامنا الأصابع العشرة لكن هنالك اشياء معينة يمكنك فعلها من خلال استخدامنا لاكثر من اصبع طبعاً، وهذا شيء مدهش |
| Tamir edilmesini istediğiniz başka şeyler var mı? | Open Subtitles | هل هنالك اشياء اخرى تريدون اصلاحها؟ |
| Şu an diyebileceğim şeyler var. | Open Subtitles | هنالك اشياء استطيع ان اقولها الان |