"هنالك وقت" - Traduction Arabe en Turc

    • zaman var
        
    • vakit var
        
    • bir zaman
        
    • zaman yok
        
    • zamanı var
        
    • vakit vardır
        
    • Zamanımız yok
        
    • zamanı vardır
        
    • bir süre bir yerde
        
    • vakit yok
        
    Yağmurların başlamasıyla nehrin yükselip, yiyecekleri balıkların gelmesine daha zaman var. Open Subtitles محاصرة وسريعة في الركض وراء طعامها لا زال هنالك وقت طويل قبل أن تعود الأمطار وترتفع الأنهار لتجلب معها طرائدها ..
    Tammy, seninle tanıştığımda kısırlığım yaklaşıyordu, ama hala zaman var. Open Subtitles لقد كنت أقترب من اليأس عندما ألتقيت بكِ، لكن ما يزال هنالك وقت.
    Mutlu aile hatıraları edinmek için hala bolca vakit var, tamam mı? Open Subtitles هنالك وقت كثير لنجعل ذكريات عائلية سعيدو,اوكي؟
    Hemen harekete geçerseniz, hâlâ Balan'ı durdurmak için vakit var Sayın Büyükelçi. Open Subtitles سيدتي السفيره لا زال هنالك وقت لأيقاف بالن اذا تصرفتي الان
    Teşekkür ederim. Şimdi size Yeni süper kahramanımızı tanıştırmaktan daha iyi bir zaman olamaz. Open Subtitles شكرا لكم , لن يكون هنالك وقت افضل من الان
    Evet, eğitim vermek istediğim bir zaman olmuştu ama bir şeyler kaçırdığımı hissetmiyorum çünkü hiç düşüş yaşamadım. Open Subtitles أجل , لقد كان هنالك وقت اردت التدريس به لكنني لا اشعر بأنني افقد شيئاً لأنني لم أنزل إلى ذلك المستوى
    -Hayır yok, aslında hiç zaman yok. Open Subtitles في الحقيقه، ليس هنالك وقت كافي مطلقا
    Tarihi belgelemenin zamanı var ve tarihi yazmanın zamanı var. Open Subtitles هنالك وقت لتسجيل التّاريخ وهنالك وقت لصنع التّاريخ.
    İşler ne kadar kötüye giderse gitsin ot içmek için daima vakit vardır. Open Subtitles مهما ساءت الاحوال دائما هنالك وقت للقاء اخر
    Mezar kazmak için Zamanımız yok bu yüzden bırakın öldükleri yerde kalsınlar. Open Subtitles لا يوجد هنالك وقت لحفر القبور لذا انت يمكن ان تضرب بهذه الاشياء عرض الحائط
    Doğum ve ölüm zamanı vardır. Sevmek ve nefret etmek... Open Subtitles هنالك وقت للولادة ووقت للموت ووقت للحب ووقت للكراهيَة
    Hiçbir zaman hesabı bulacağımız kadar bir süre bir yerde kalmıyor. Open Subtitles وآخر , وآخر , وآخر وليس هنالك وقت كافي لتعقبه
    zaman var olmamışken, sen ve ben vardık. Open Subtitles قبل أن يكون هنالك وقت حيثما كنا أنا وأنتِ
    Hala zaman var.Ailemi ikna edebilirim. Open Subtitles لا يزال هنالك وقت سوف أقنع والداي وسأخبرهم...
    Daha çok zaman var diye düşünüyordum. Open Subtitles لطالما ظننتُ أنّه سيكون هنالك وقت أكثر
    Hala vakit var. Open Subtitles لا يزال هنالك وقت
    Hala vakit var anne. Open Subtitles لايزال هنالك وقت , أمي
    25 saatiniz kaldı, Layla. Hala vakit var. Open Subtitles لديك 25 ساعة , "ليلى" مازال هنالك وقت
    Size biraz kurallardan bahsedeyim. Göz önünde bulundurmanız gereken bir zaman kısıtlaması var. Open Subtitles أشعر يجب علي أن أوضح القواعد قليلاً هنالك وقت محدد يجب عليك أن تهتم به
    Bunu konuşmak için iyi bir zaman olmadığını biliyorum ama ihalede herhangi bir karara bağlanıldı mı? Open Subtitles أسمع, لم يكن هنالك وقت جيد أن أتحدث بهذا الموضوع، ولكن هل صدر أيّ قرار بشأن المناقصة ؟
    Evet Kevin, Laurie'nin bana her şeyi anlattığı bir zaman vardı ve sonra benim her şeyi anlattığım bir zaman oldu. Open Subtitles نعم ياكيفن، كان هنالك وقتاً أخبرتث لاوري بكل شيء وثم كان هنالك وقت وأخبرتني بكل شيء
    - Dindar olmak için zaman yok. - Hayır dedim! Open Subtitles ليس هنالك وقت لتصبحي متدينه قلت لا
    Güç gösterisinin ve diklenmenin yeri ve zamanı var. Open Subtitles هنالك وقت ومكان للثناء وابراز عضلات صدرك
    Geç kaldığımızı biliyoruz ama inşallah yardım etmek için daha vakit vardır. Open Subtitles أعلم أننا متاخرون ولكن جميعنا نتمنى انه مازال هنالك وقت للمساعدة
    Korkarım ki eğlenecek Zamanımız yok dostlarım. Open Subtitles أخشى انه لا يوجد هنالك وقت للمجاملات يا أصدقاء.
    Cennette her şeyin bir zamanı vardır öpmek için ve sarılmak için! Open Subtitles هنالك وقت مناسب لكل شيء بالأرض وقت للقـُبل وقت للعناق
    Hiçbir zaman hesabı bulacağımız kadar bir süre bir yerde kalmıyor. Open Subtitles وآخر , وآخر , وآخر وليس هنالك وقت كافي لتعقبه
    Epidurala vakit yok. Open Subtitles لم يعد هنالك وقت أيها الطبيب راجعت عنق الرحم لها وهي متوسعة إلى 10 سم

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus