| burada çölün ortasında ne yaptığımızı sanıyorsunuz? | Open Subtitles | النقود , اطنان منها ,أعني ماذا تظنونا نفعل هنا وسط الصحراء؟ |
| burada, lanet bir hiçliğin ortasında kendi başımızayız. | Open Subtitles | نحن هنا وسط اللا مكان أمورنا على عاتقنا نحن فقط |
| burada, hiçbir yerin ortasında mı beni günlerdin aramadan? | Open Subtitles | هنا وسط مكان خالي بعد عدم إتصال بي ليومين ؟ |
| İyi. burada sıkışıp kalmaktan bıkıp usanmıştım. | Open Subtitles | هذا جيد، لقد سئمتُ المكوث هنا وسط اللامكان |
| Bu durumda yapılacak en doğru şey gün ortasında ve kalabalık bir caddede silahlı bir soygun gerçekleştirmektense bu işi burada halletmek olacaktır. | Open Subtitles | فى تلك الحالة، سيكون التصرف الذكى هو الهجوم هنا. بدلاً من السطو المسلح هنا وسط شارع فى البلدة فى وضح النهار. |
| Hiçliğin ortasında senin için beklemem gibi mi? | Open Subtitles | مثلي أنا ، منتظراً هنا وسط اللامكان من أجلك؟ |
| Ve biz hiçliğin ortasında bir çıkmaz sokaktayız. | Open Subtitles | و الآن نحن هنا وسط مكان مجهول بنهاية مسدودة |
| Bayan Bishop bana söyler misin, acaba valiz burada... ofisin tam ortasında, insanlar gelip geçerken, ne kadar durdu? | Open Subtitles | حسناَ آنسة " بيشوب " هلا تخبريني كم بقيت الحقيبة جالسة هنا وسط الأرضية والناس تذهب وتعود ؟ |
| - Bu restoranın ortasında oturup yaptıklarını bir bir saymamı mı istiyorsun? | Open Subtitles | -تريدينني أن أجلس هنا وسط هذا المطعم وأعددها لك؟ |
| Beni burada, çölün ortasında, mı bırakacaksın? | Open Subtitles | هل ستتركيني هنا وسط الصحراء؟ |
| Bu pisliğin ortasında mı yapacağız? | Open Subtitles | ماذا , هنا وسط الجليد |
| Kingsford'ın ortasında kendine büyük bir delik açmışsın Thayer. | Open Subtitles | حفرت لنفسك حفرة كبيرة هنا وسط (كينغزفورد) يا (ثاير) |
| burada ormanın ortasında benimlesin. | Open Subtitles | أنتَ هنا... وسط الغابة، معي |
| Laurel, seni burada tüm olayların ortasında bırakamam. | Open Subtitles | -يجب أن تذهبوا . -لورل)، لن أتركك هنا وسط هذه الخضام) . |
| Londra'nın kalabalık caddelerinde dolaşmak, veya burada, insanlığın koşuşturmacasının içinde olabilmek için geldim. | Open Subtitles | أتيت لأتجوّل في شوارع "لندن" المزدحمة أو لأكون هنا وسط أندفاع وعجلة الإنسانيّة |
| Hayal gücümün sınırı olmadığını düşünürdüm fakat burada olmak bu harikuladeliğin arasında-- | Open Subtitles | أظن أن مُخَيِلتي لا حدود لها لكن أن أكون هنا وسط كل هذا العجب |
| burada, sessiz ve huzur içinde olduğuma seviniyorum. | Open Subtitles | وأنا مسرورة بأنني موجودة هنا وسط السلام والسكينة |