| Konum, aile içi şiddetin sırları ve ilgileneceğim soru, herkesin sürekli sorduğu tek soru: [Kadın] Niye kalıyor? | TED | موضوعي هو أسرار العنف الأسري، والسؤال الذي سأعالجه هو السؤال الذي يسأله الجميع دائماً: لماذا تبقى؟ |
| Milyonlarca lira değerindeki soru bu, değil mi? | TED | هذا هو السؤال الذي يساوي مليون دولار ، صحيح؟ |
| Bu soru Google'ın Taciz Karşıtı ekibi, Wikipedia ve New York Times gibi gazetelerle işbirliği yapmamızı sağladı. | TED | كان هذا هو السؤال الذي دفع شراكتنا بالتعاون مع فريق جوجل لمواجهة الإساءة، وويكيبيديا والصحف مثل نيويورك تايمز. |
| Mücadele ettiğim soru işte bu Çok farklı bakış açımdan gelen | TED | هذا هو السؤال الذي لازلت أعاني منه يأتيني من وجهة نظري المختلفة تماماً |
| Aslında bu soruyu kendine sormalısın, değil mi? | Open Subtitles | هذا هو السؤال الذي كان يجب ان تسأله لنفسك |
| Kendimize sormamız gereken soru şu ki: | TED | وهذا هو السؤال الذي يجب أن نسأله لأنفسنا. |
| 1993 yılı haziran ayında bir salı sabahı, hukuk öğrencisiyken karşı karşıya kaldığım soru buydu. | TED | ذلك هو السؤال الذي واجهني صباح يوم ثلاثاء في يونيو 1993، عندما كنت طالبة حقوق. |
| AK: Harika bir soru ya da, şöyle diyelim, medyada geçtiğimiz yıl boyunca muhtemelen aldığımız bir soru. | TED | أ.ك: إنه سؤال مهم. في الحقيقة، هذا هو السؤال الذي كان يصلنا من وسائل الإعلام لمدة تقارب العام. |
| Bir uyku bilimci olarak son 10 yıldır beni esir alan işte bu soru. | TED | كعالِم نوم، هذا هو السؤال الذي أسرني للسنوات العشر الماضية. |
| Bu, birkaç sene önce peşine düşmeye karar verdiğim soru. | TED | هذا هو السؤال الذي قررت ملاحقته قبل عامين. |
| Gök bilimcilerin 200 yıl boyunca Uranüs hakkında cevaplamaya çalıştıkları soru tam da buydu. | TED | إن هذا بدقة هو السؤال الذي كان الفلكيون يحاولون وضع إجابة له بخصوص أورانوس منذ 200 سنة، |
| Kimse bu birleştirmenin nasıl olduğunu bilmiyor. Prakash projesi ile sorduğumuz soru bu aslında. | TED | و لا أحد يعلم كيف يتم هذا الربط. وهذا هو السؤال الذي سألناه في مشروع باراكاش. |
| Sonuçta, bu benim ve öğrencilerimin ulaşmak istediği soru. | TED | إذن كان هذا هو السؤال الذي أردت أنا وطلابي أن نجيبه. |
| Bu öğleden sonra sizi tartışmaya davet ettiğim soru bu. | Open Subtitles | هذا هو السؤال الذي دعوت لأناقشه معكم هذا المساء |
| İşte cevaplamamız gereken soru da bu. | Open Subtitles | وبهجوم مسلح؟ هذا هو السؤال الذي يجب أن نسأله |
| Kendimize sormamız gereken asıI soru, işte bu. | Open Subtitles | هذا هو السؤال الذي كلنا يجب ان نسأله لأنفسنا |
| soru da bu, değil mi? | Open Subtitles | وهذا هو السؤال الذي يطرح نفسه، أليس كذلك؟ |
| İşte sorman gereken soru bu. | Open Subtitles | هذا هو السؤال الذي ينبغي أن تسأله لنفسك كل دقيقة |
| Bu savunmasız yavruları olan her anneyi korkutacak bir soru, | Open Subtitles | هذا هو السؤال الذي يطارد أيأممع صغيرهاالضعيف, |
| Bu soruyu onlara sormalısın. | Open Subtitles | ذلك هو السؤال الذي أنت بحاجة لأن تسألهم إياه |
| Bu soruyu kendine her gün soruyordun, değil mi? | Open Subtitles | هذا هو السؤال الذي سألت نفسك كلّ يوم، أليس كذلك؟ |