| Yapıştırıcı bu ısı şartlarında arterini onarmanın en iyi yolu. | Open Subtitles | إن الصمغ هو الطريقة الأفضل لإصلاح شريانك في حرارةٍ كهذه |
| Seninle anlaşmanın tek yolu bu mu? | Open Subtitles | هل صفعك هو الطريقة الوحيدة لتستوعب بها الأمر؟ |
| Kapı kapı dolaşıp insanlarla görüşürüm. Hala satış yapmanın tek yolu bu. | Open Subtitles | التقابل وجها لوجه هو الطريقة الوحيدة لترويج البضاعة. |
| Bildiğiniz gibi, beyindeki ısı kaybı ölüm ânını saptayabilmek için en güvenilir yoldur. | Open Subtitles | وكما تعلم ، فان فقدان الحرارة من الدماغ هو الطريقة الفعالة لـ لمعرفة الوقت الفعلي للوفاة |
| Karmaşayı anlamak gelmesi muhtemel gerçek tehditleri anlamanın tek yoludur. | TED | إن فهم التعقيد هو الطريقة الوحيدة لمعرفة التهديدات الحقيقية المشرفة على الحدوث. |
| Sistemi kapatmak onun yaptıklarını silmemizin tek yolu. | Open Subtitles | إطفاء النظام هو الطريقة الوحيدة لمحو ما فعله |
| Kazanmanın yolu bazen ortağına güvenden geçer. | Open Subtitles | احياناً يكون الاعتماد على شخص آخر هو الطريقة الوحيدة للفوز |
| Gant'la kalmamın, Michael'i korumanın tek yolu olduğunu düşündüm. | Open Subtitles | اعتقدت ان البقاء مع جانت هو الطريقة الوحيدة لحماية مايكل |
| Bazen ilerlemenin tek yolu bir şeyleri terk etmektir. | Open Subtitles | أحياناً يكون النسيان هو الطريقة الوحيدة للتقدم للأمام |
| Anlamlı ve mutlu bir hayat yaşamamın tek yolu seninle olmak. | Open Subtitles | البقاء معكِ هو الطريقة الوحيدة كي أشعر بالسعادة |
| Onları durdurmanın tek yolu o olabilir. | Open Subtitles | رُبما يكون هو الطريقة الوحيدة لإيِقافهم. |
| Bunu durdurmanın tek yolu davayı düşürmek. | Open Subtitles | اسقاط الدعوى هو الطريقة الوحيدة لمنع ذلك. |
| İnternette sörf yapmanın en kolay yolu bu yalanı söylemek. | Open Subtitles | تصفح النت هو الطريقة الوحيدة الآن لبقاء الموظف المكتبي في عقله |
| Evet ama yakmak en iyi yoldur. Çünkü güvende olmanın en iyi yolu budur. | Open Subtitles | نعم، لكنّ الحرق هو الطريقة الفضلى لأنّها الطريقة الوحيدة لنكون بأمان |
| Sistemden atmanın tek yolu diyalizdir. | Open Subtitles | غسيل الكلى هو الطريقة الوحيدة للتخلص منه كله |
| Seçeceğim tek şey oğlumu geri almanın en iyi yolu olacak. | Open Subtitles | الأمر الوحيد الذي عليّ اختياره هو الطريقة الفضلى لاستعادة ابني |
| Kapu söz konusuysa, Levi ve Diego'nun peşine düşmeden önce Kawika'yla konuşmak kolay olan yoldur. | Open Subtitles | مع الكابو,نتكلم لكاويكا قبل ان نذهب خلف ليفى و ديجو هو الطريقة السهلة. |
| Evlilik, kışı geçirmek için iyi bir yoldur. | Open Subtitles | الزواج هو الطريقة الأفضل لقضاءالشتاء، |
| Golf - iyi bir yürüyüşü bozmanın en iyi yoludur. | Open Subtitles | الجولف , هو الطريقة المثلى لتظفر بمشى صحى |
| Bir hata üzerinde aceleci davranmak, eski deriyi dökmenin tek yoludur. | Open Subtitles | الجري بـ قميص هو الطريقة الوحيده لتغير جلدك |
| Bazen öyle davranmak olanları aşmanın tek yoludur. | Open Subtitles | أحياناً التظاهر هو الطريقة الوحيدة لتخطي الازمات |