Bu benim favorim, 1995 yılı, Newsweek dergisinin arka sayfası. | TED | هذا هو المفضل لدي، 1995، الصفحة الأخيرة من مجلة نيوزويك. |
Fakat Tanri'nin yarattigi tüm uyusturucularin içinde açik ara önde bir favorim var. | Open Subtitles | و لكن من بين كل المخدرات تحت سماء الله الزرقاء هناك واحد هو المفضل لدي بكل تأكيد أترون؟ |
Şarap, sarımsaklı tavuk, en sevdiğim yemek, özel kesimli patates, bezelye... | Open Subtitles | أعني، والنبيذ، والدجاج والثوم، و الذي هو المفضل لدي، سكالوب، البازلاء... |
Ama orası en sevdiğim. Soğuk makarnalarını seviyorum. Başka nereden alayım diye düşünmekten daha kolay. | Open Subtitles | هذا المكان هو المفضل لدي, أنا احب المعكرونه البادره لديهم كما انه اسهل من التفكير بأي مكان اذهب غيره |
Hayır. Bu oyun türü benim favori türüm. | Open Subtitles | كلا ، هذا النوع من المسرح هو المفضل لدي |
Annem en çok onu sever. Babam genelde emdiği sütü burnundan getirir. | Open Subtitles | هو المفضل عند امي,وابي يعتبره اقل اخوتي رجولة |
Elbette bu yarışın favorisi o ve şu an ahırında ona bakıyoruz. | Open Subtitles | بالطبع هو المفضل في هذا السباق كما وإننا ننظر إليه في حضيرته |
Fakat Tanri'nin yarattigi tum uyusturucularin icinde acik ara onde bir favorim var. | Open Subtitles | و لكن من بين كل المخدرات تحت سماء الله الزرقاء هناك واحد هو المفضل لدي بكل تأكيد أترون؟ |
Fakat Tanrı'nın yarattığı tüm uyuşturucuların içinde açık ara önde bir favorim var. | Open Subtitles | بس فى كل المخدرات فى الجنة الزرقاء دى فى واحد هو المفضل عندى فشخ |
İlçedeki restoran sayısı bir elin parmakları ile sayılabilir. Bunn's Barbecue kesinlikle benim favorim. | TED | تستطيعون عد رقم المطاعم في المقاطعة فقط على يد واحدة -- "بن باربيكيو" هو المفضل لدي على الإطلاق. |
Bu benim favorim. "Aslanın Zaferi" | Open Subtitles | هذا هو المفضل لدى هذا هو انتصار الأسد |
- Bana kim para kazandırırsa favorim o olur. | Open Subtitles | أي شخص يجني لي نقوداً هو المفضل لدي |
Neden bugün yılın en sevdiğim günü biliyor musun? | Open Subtitles | هل تعلمين لماذا اليوم هو المفضل لدي في السنة؟ |
O günlerde, en sevdiğim soda markasıydı. | Open Subtitles | إلى هذا اليوم ، هذا هو المفضل لدي الصودا. |
Hepsini seviyorum ama sanırım en sevdiğim, Kurt Adam çünkü kurda dönüşebiliyor. | Open Subtitles | أحبهم جميعًا، لكن أعتقد أن "الرجل الذئب" هو المفضل لأنه يتحول لأشياء. |
Alışveriş arabası yarışı çocukken en sevdiğim şeylerdendi. | Open Subtitles | سباق عربات التسوق هو المفضل عندي عندما كنت صغيرا. |
Robot filmlerini hiç kaçırmam, sizinkiyse en sevdiğim. | Open Subtitles | لا افوت تلك الافلام ولكن هذا الفيلم هو المفضل لدي |
Benim favori San Francisco Giants oyuncum. | Open Subtitles | هو المفضل لدي سان فرانسيسكو العملاق. |
Sanmam. Hick favori. | Open Subtitles | لا، هيكس هو المفضل. |
Sokaktaki hakimiyete göre Gerry favori görünüyor. | Open Subtitles | ثمة حديث بالشارع أن (جاري) هو المفضل لتولي السلطة |
İster inan ister inanma ama her kitapta ve filmde en küçük hep en çok sevilendir. | Open Subtitles | صدّق ما تشاء, لكن في أي كتاب أو فيلم الطفل هو المفضل دوماً |
Dokuzuncusu, onun yılın bu zamanındaki favorisi. | Open Subtitles | التاسع هو المفضل لديه في هذا الوقت من السنة |