| Bazen sadece arkaya yaslanıp dinlemek bir erkek için iyi olur. | Open Subtitles | أحياناً هو جيّد للرجل بأن يستريح فقط ويستمع |
| Yani dünyada o kadar insanın ilişkileri basit açık ve genelde iyi sonlanıyor, değil mi? | Open Subtitles | أعني بأن هناك من الناس حول العالم يمتلكون تفاعلاً بسيطاً.. ونظيفاً ويقود عادة إلى حدوث ما هو جيّد . صحيح؟ |
| Fakat eskilerin dediği gibi, sonu iyi biten her şey iyidir. | Open Subtitles | لكن كل ما هو جيّد ينتهي بطريقة جيّدة كما قال الرجل العجوز. |
| Aranızdaki ilişki ondan bir iyilik yapmasını isteyeceğim kadar iyi mi? | Open Subtitles | هل هو جيّد كفاية بنظركِ لدرجة أن أطلب منه اسدائي معروفاً ؟ |
| Sizin hatanız, doğru olan bir şeyin aynı zamanda iyi olması gerektiğini kabul etmeniz. | Open Subtitles | خطأك بأنك تفترض ذلك؛ لأن شيئًا ما صادق هو جيّد. |
| Cildine iyi gelir. | Open Subtitles | على الأرجح هو جيّد لبشرتكٍ، هاهو، سأتولى أمرها. |
| Söyle bana, bebeğim. Sana iyi davranıyor mu? | Open Subtitles | أخبريني الآن يا حبيبتي, هل هو جيّد معكِ؟ |
| Bu konuda iyi olması gerçek olduğunu göstermez. | Open Subtitles | فقط ' يجعل هو جيّد فيه، لا يجعله صدق. |
| - Birazcık daha güçlü - Yoo, çok iyi | Open Subtitles | هو قويا نوعا ما لا ، هو جيّد جدا |
| Ama ne yazık ki, izlerini örtmekte çok iyi. | Open Subtitles | لكن لسوء الحظ، هو جيّد في تَغطية آثاره |
| Bu kurtuluş hissinin nasıl oluğunu iyi bilirim. | Open Subtitles | أعرف كم هو جيّد ذلك النوع من الأحاسيس. |
| Ama dünyadaki iyi şeyleri nasıl mahvettiğinden hiç bahsetmiyorlar. | Open Subtitles | لكنهم لا يتحدثون عن كيف أنّك" ."تدمر كل ما هو جيّد في العالم |
| Sahip olduğumuz şey iyi ve savaşmaya değer. | Open Subtitles | ما لدينا هو جيّد ويستحق القتال لأجله. |
| Derste iyi mi? | Open Subtitles | ـ هل هو جيّد في الأنجليزية؟ |
| Adamlarınızla ilgili bilgi verdiğiniz iyi oldu. | Open Subtitles | هو جيّد أعلمتنا خلال رجلك |
| Sana söylüyorum, oldukça iyi. | Open Subtitles | ذق. أخبرك، هو جيّد. |
| Ama, bu çok fazla iyi. | Open Subtitles | في الحقيقة، هو جيّد جدا. |
| Alışverişlerini o götürüyor. Kadınla arası iyi. | Open Subtitles | يحضرها للتسوق، هو جيّد مع المرأة... |
| Evet, hem de çok iyi bir reyon. Tekerlek reyonunun arkasında. | Open Subtitles | أجل، و هو جيّد إنه هناك |
| Bakın, size doğru dönmem ne kadar iyi oldu. | Open Subtitles | أنظر كم هو جيّد تبين لكما. |