O doğru olan şey için başkalarını destekledi. | Open Subtitles | لقد ناضل من أجل الآخرين ومن أجل ما هو صواب |
Tüm bildiğim doğru olan ne ise her zaman onu yapmaya çalıştığı. | Open Subtitles | كل ما أعلمه هو أنه سيحاول دائما فعل ما هو صواب |
Ne ihtişamlı ne de güzel. Destansı bile değil. Sadece doğru olanı yaparsın. | Open Subtitles | ليس مجيداً ولا جميلاً، ولا حتى بطوليّاً ليس سوى فعل ما هو صواب |
Bazen, doğru olanı yapmak için, bir çift güzel ayakkabıyı mahvetmen gerekir. | Open Subtitles | حسنا,أحيانا يجب أن تفسد زوج جيد من الأحذيه للقيام بما هو صواب |
3000 yıllık bir kitapta neyin yanlış, Neyin doğru olduğunu okumaya çalışmaktansa kendi ahlakımızı yeniden kuralım. | Open Subtitles | أخلاقنا بدلاً من قراءة ما هو صواب و خطأ من كتاب عمره 3 آلاف سنة |
Trina için doğru olanın ne olduğu konusunda oldukça eminsiniz. | Open Subtitles | أنتِ واثقة جداً بما هو صواب لـ(ترينا) |
Yalnızca doğrunun ne olduğunu düşün. | Open Subtitles | فقط فكري بما هو صواب! |
Olay şu, doğru olan şeyi savunmalısın. | Open Subtitles | الفكرة هي، عليك الدفاع عما هو صواب |
Ve ben de Robert'ı kırmak istemedim ama bazen bizim için doğru olan şeyi yapmalıyız. | Open Subtitles | ولم أرغب في إيذاء مشاعر (روبرت) لكن أحياناً... يتحتم علينا القيام بما هو صواب لنا |
Esas nokta insan olmak ve doğru olanı yapmaya çalışmak. | Open Subtitles | الامر يتعلق بكونك إنسانا و السعي لفعل ما هو صواب |
En azından, o olaya dahil olarak bir seçim yaptı, doğru olanı yaptı. | Open Subtitles | على الأقل سنحت لها الفرصة للاختيار بالمشاركة والقيام بما هو صواب |
Ama doğru olanı yaptım. - Yüzbaşının adı ne? | Open Subtitles | ولكنى فعلت ما هو صواب ما هو اسم الكابتن ؟ |
Neyin doğru olduğunu hissediyorsam onu yapmalıyım ve seninle birlikte olmam gerektiğini düşünüyorum. | Open Subtitles | يجب علي فعل ما هو صواب ولهذا لأجل أن نكون معًا |
Neyin doğru neyin yanlış olduğunu... ve kimin doğruyu söylediğini kestirmek güç. | Open Subtitles | ومن الصعب أن تعرف ما هو صواب أو خطأ والذي يقول الحقيقة، والذين ليست كذلك. |
Trina için doğru olanın ne olduğu konusunda oldukça eminsiniz. | Open Subtitles | أنتِ واثقة جداً بما هو صواب لـ(ترينا) |
Tamam doğru olduğunu düşündüğünü yapıyorsun ama en azından kendini kötü hissetsen bari. | Open Subtitles | فهمت ذلك ، كان عليكِ أن تفعلي ما هو صواب و لكن على الأقل يمكنك أن تشعري بالسوء بشأن ذلك |