Bu kültür hakkında bir kitap, ve, gördüğünüz gibi, kültür hızlıca etrafa yayılıyor | TED | هو عبارة عن كتاب عن الثقافة وكما ترون ان الثقافة تتأرجح بشدة هنا |
Burada bakmakta olduğunuz şey toplumsal bir grubun bağlantı analiz haritasıdır. | TED | ما تشاهده هنا هو عبارة عن خريطة تحليل لارتباط مجموعة اجتماعية. |
tek hücreli bir organizma. Kaynakları maksimum kullanmak adına kendi gibi diğer hücrelerle birleşerek dev bir süper hücreyi oluşturur. | TED | و هو عبارة عن كائن أحادي الخلية، يندمج مع الخلايا الأخرى لِيُكَون خلية كبرى للحصول على أقصي حدٍ من الموارد. |
Çoğunuz Cheerios'un mükemmeliyet ve kazanma hakkında olduğunu bilirsiniz güzel görünmek, popüler olmak. | Open Subtitles | أغلبكم يعرف التشجيع هو عبارة عن الكمال و الفوز تبدو مثيرا وتكون مشهورا |
İşim ince havadan oluşan, bir ulusu inşa etmekle geçen zamanlardır. | TED | بالنسبة لي، عملي هو عبارة عن بناء أمة من لا شيء. |
Kalabalığın içinde rasgele bir cinayet gibi duruyor, aslında dikkatle planlanmış bir cinayet. | Open Subtitles | ما يبدوا أنه قتل عشوائي بالزحام هو عبارة عن قتل مخطط له بعناية |
Tedbirsiz müşteriler için bir çeşit otomatik organ koleksiyon istasyonu. | Open Subtitles | هو عبارة عن محطة لجمع الأعضاء تشغل أوتامتيكيا للمتعشي الغافل. |
Sanırım düşük yapmak görünmez bir cenaze gibi. | TED | وانا اعتقد ان الاجهاض هو عبارة عن خسارة غير مرئية |
Bilincin, kocaman bir fil olan bilinçaltının üzerinde minicik bir sürücü olduğunu söyler | TED | قال ان العقل الواعي هو عبارة عن رجل صغير يجلس على فيل كبير والذي هو يمثل العقل الغير واعي |
Oradaki çizgi aynı prensiplere bağlı, ormanı tanımlayan, aynı teoriden çıkarım yapılmış bir tahmin. | TED | وهذا الخط هناك هو عبارة عن تنبؤ من النظرية ذاتها ويعتمد على نفس المبادئ وذلك يصف تلك الغابة |
Burada gördüğünüz gerçekten büyük bir başarı hikayesi, çok fazla bilinmiyor ama inanılmaz bir ilerleme kaydediyoruz. | TED | وما تجده هو عبارة عن قصة نجاح هائلة حقا ليست معروفة بالشكل الكافي، أننا نحرز تقدما لا يصدق. |
Benzeri bir mit ise, sol elini kullananların sağ elini kullananlardan daha yaratıcı olduğudur. Bu bir bakıma doğrudur çünkü beyniniz zıt ellerinizi yönlendirir, | TED | كل ذلك هو عبارة عن دراسة أجرتها جامعة كولج لندن التي أظهرت أن 58٪ من الاختلافات بين الطلبة ونتائج اختباراتهم في امتحان الثانوية العامة |
Bu başkalarına yapılan istila, etkili biçimde ve insafsızca çıkarılıp paketlenilip bir karda satılan bir hammadde. | TED | هذا الإنتهاك للآخرين هو عبارة عن مادة خام تعد و توضب بكفاءة و بلا رحمة و تباع مقابل أرباح. |
İşleyen hukuki yaptırım bizim için tam bir varsayım. | TED | تطبيق القانون بالنسبة لنا هو عبارة عن إفتراض بديهي. |
Benzer şekilde, köşedeki turuncu kutu, bir okul otobüsü ve ona da farklı davranmamız gerekiyor. | TED | نفس الشيء ، المربع البرتقالي على الجنب هنا ، هو عبارة عن باص مدرسة، ويجب أن نتعامل مع هذا بشكل مختلف أيضا |
Eğer "Intervention"ı izlediyseniz oldukça basit bir öncül. | TED | هو عبارة عن مقدمة صغيرة وبسيطة. هات أي مدمن، واجمع شمله بكل الناس في حياته، |
Bu, Notre Dame Katedrali'nin yeniden inşası ve Flickr'dan topladığımız görüntüler ile | TED | هذا هو عبارة عن إعادة إعمار لكاتدرائية نوتردام والذي تم بالكامل على الكمبيوتر |
gittikçe büyüdü, büyüdü, büyüdü ve şimdi 886 sayfa kalınlığında. | TED | ومن ثم أصبح أكبر وأكبر وأكبر، والآن هو عبارة عن دليل مكون من 886 صفحة. |
İkinci örnek Tunus şehirinde 2000 daire ve tesislerin ana planı. | TED | والمثال الثاني هو عبارة عن خطة رئيسية لـ 2000 شقة وتسهيلات في مدينة تونس |