Demek istediğim şu: Mültecilere yatırım yapmamak kaçırılan büyük bir şans. | TED | ما أقصده هو: إن عدم الاستثمار في شؤون اللاجئين هو فرصة مهمة ضائعة. |
İstediğim şey gitmeden önce bazı şeyleri yapabilmek için bir şans. | Open Subtitles | كلّ ما أريده هو فرصة لتعمل شيء في الخدمة للإدارة قبل أن أذهب. |
Tek istediğiniz size ve çocuklarınıza ikinci bir şans tanınmasıydı. | Open Subtitles | كل ما أردتموه هو فرصة ثانية لأنفسكم و لأبنائكم |
İhtiyacımız olan itirafı alabilmek için elimizde çok küçük bir fırsat var. | Open Subtitles | الشيء الذي نملكه،، هو فرصة سانحة ضئيلة جدا لإنتِزاع الإعتراف |
Bakın, sınava girmek için bir şans istiyorum sadece. | Open Subtitles | انظر، كلّ ما أريده هو فرصة ثانية، لإعادة الاختبار |
Bu annenle arana mesafe koyabilmek için iyi bir şans. | Open Subtitles | بل هو فرصة لكم ل أخيرا وضع بعض المسافة بينك وبين أن والدة لك. |
Söyleyeceklerimi dinlemen için bir şans istiyorum. | Open Subtitles | كل ما اطلبه هو فرصة, لكي تسمعينني. |
İhtiyacım olan, herkesin "dünya başımıza yıkılıyor" olayını unutmasını sağlayacak, harika şeyler yapmak için bir şans. | Open Subtitles | كل ما أحتاجه هو فرصة لأفعل شىء جيد. لأجعل الجميع ينسون "سقوط السماء" للأبد. |
İhtiyacım olan, herkesin "dünya başımıza yıkılıyor" olayını unutmasını sağlayacak, harika şeyler yapmak için bir şans. | Open Subtitles | كل ما أحتاجه هو فرصة لأفعل شىء جيد. لأجعل الجميع ينسون "سقوط السماء" للأبد. |
Ve tek istediğim bunu size de kanıtlayabilmek için bir şans. | Open Subtitles | وكل ما اطلبه منك هو فرصة لاثبات ذلك |
Lütfen efendim, tek ihtiyacı olan ona bir şans vermeniz. | Open Subtitles | أرجوك سيدي ، كل ما يحتاجه هو فرصة وحيدة |
Gidip bu insanları görüp de konuşmak büyük bir şans | Open Subtitles | هو فرصة الخروج لرؤية والتحدث مع الناس |
Tek istediğim ikinci bir şans. | Open Subtitles | كل ما نحتاجه هو فرصة أخرى لكلينا |
Jane, senden sadece arkadaş olmamız için bir şans daha istiyorum. | Open Subtitles | جين كلّ ما أطلبه هو فرصة لنكون أصدقاء |
Bana ikinci bir şans vermeni istiyorum sadece. | Open Subtitles | كل ما أطلبه بشدة هو فرصة ثانية |
Kurabiye canavarı hâdisesi insanlara tam bir otorite figürü olduğumu gösterebilmem için iyi bir fırsat. | Open Subtitles | موضوع وحش الكعك هذا هو فرصة لأري القوم أنني أمثل السلطة |
Sadece bana değil, senin için de bir fırsat. | Open Subtitles | لذلك هذا ليس معروفا لي بقدر ما هو فرصة لك |
Bütün arkadaşlarım söyler bunu Tek ihtiyacım olan bir fırsat... | Open Subtitles | كل أصدقائي يقولون هذا كل ما أحتاج إليه هو فرصة كبيرة |