"هو فرصة" - Traduction Arabe en Turc

    • bir şans
        
    • fırsat- -
        
    • bir fırsat
        
    Demek istediğim şu: Mültecilere yatırım yapmamak kaçırılan büyük bir şans. TED ما أقصده هو: إن عدم الاستثمار في شؤون اللاجئين هو فرصة مهمة ضائعة.
    İstediğim şey gitmeden önce bazı şeyleri yapabilmek için bir şans. Open Subtitles كلّ ما أريده هو فرصة لتعمل شيء في الخدمة للإدارة قبل أن أذهب.
    Tek istediğiniz size ve çocuklarınıza ikinci bir şans tanınmasıydı. Open Subtitles كل ما أردتموه هو فرصة ثانية لأنفسكم و لأبنائكم
    İhtiyacımız olan itirafı alabilmek için elimizde çok küçük bir fırsat var. Open Subtitles الشيء الذي نملكه،، هو فرصة سانحة ضئيلة جدا لإنتِزاع الإعتراف
    Bakın, sınava girmek için bir şans istiyorum sadece. Open Subtitles انظر، كلّ ما أريده هو فرصة ثانية، لإعادة الاختبار
    Bu annenle arana mesafe koyabilmek için iyi bir şans. Open Subtitles بل هو فرصة لكم ل أخيرا وضع بعض المسافة بينك وبين أن والدة لك.
    Söyleyeceklerimi dinlemen için bir şans istiyorum. Open Subtitles كل ما اطلبه هو فرصة, لكي تسمعينني.
    İhtiyacım olan, herkesin "dünya başımıza yıkılıyor" olayını unutmasını sağlayacak, harika şeyler yapmak için bir şans. Open Subtitles كل ما أحتاجه هو فرصة لأفعل شىء جيد. لأجعل الجميع ينسون "سقوط السماء" للأبد.
    İhtiyacım olan, herkesin "dünya başımıza yıkılıyor" olayını unutmasını sağlayacak, harika şeyler yapmak için bir şans. Open Subtitles كل ما أحتاجه هو فرصة لأفعل شىء جيد. لأجعل الجميع ينسون "سقوط السماء" للأبد.
    Ve tek istediğim bunu size de kanıtlayabilmek için bir şans. Open Subtitles وكل ما اطلبه منك هو فرصة لاثبات ذلك
    Lütfen efendim, tek ihtiyacı olan ona bir şans vermeniz. Open Subtitles أرجوك سيدي ، كل ما يحتاجه هو فرصة وحيدة
    Gidip bu insanları görüp de konuşmak büyük bir şans Open Subtitles هو فرصة الخروج لرؤية والتحدث مع الناس
    Tek istediğim ikinci bir şans. Open Subtitles كل ما نحتاجه هو فرصة أخرى لكلينا
    Jane, senden sadece arkadaş olmamız için bir şans daha istiyorum. Open Subtitles جين كلّ ما أطلبه هو فرصة لنكون أصدقاء
    Bana ikinci bir şans vermeni istiyorum sadece. Open Subtitles كل ما أطلبه بشدة هو فرصة ثانية
    Kurabiye canavarı hâdisesi insanlara tam bir otorite figürü olduğumu gösterebilmem için iyi bir fırsat. Open Subtitles موضوع وحش الكعك هذا هو فرصة لأري القوم أنني أمثل السلطة
    Sadece bana değil, senin için de bir fırsat. Open Subtitles لذلك هذا ليس معروفا لي بقدر ما هو فرصة لك
    Bütün arkadaşlarım söyler bunu Tek ihtiyacım olan bir fırsat... Open Subtitles كل أصدقائي يقولون هذا كل ما أحتاج إليه هو فرصة كبيرة

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus