"هو لم يكن" - Traduction Arabe en Turc

• o değildi
• olmadı
• değildi zaten

Bana birisini gösterdiler. o değildi. O benim kocam değildi.
لقد ارونى شخصا ما , لم يكن هو لم يكن زوجى

Hayır, korkunç olan o değildi, demek istiyorum.
لا, أعني, هو لم يكن الجزء الفظيع.

O gün tek ölen o değildi. Morgan Foster onu kurtarmaya çalışırken öldü.
هو لم يكن الوحيد الذي مات ذلك اليوم (مورغان فوستر) مات محاولاً إنقاذه

Hemşire, telefonunu ver bana. - Gerçek olamaz, asla olmadı.
كيف يمكن أن يكون حقيقي هو لم يكن أبداً حقيقيا.

Sana anlatacak zamanı olmadı, şimdi onun adına da konuşuyorum.
هو لم يكن لديه الوقت ليخبرك لذا أن سأتكلم من أجله

Ayrıca öyle bir adam da değildi zaten.
عمومًا، هو لم يكن من هذه النوعية من الأشخاص

Hmm? Gerçek babam o değildi.
هو لم يكن أبي الحقيقيَ.

-Hayır. Hayır. o değildi.
ليس بالضبط، لكن - لا لا هو لم يكن -

Tek şanslı olan o değildi.
حسنًا، هو لم يكن الوحيد.

Hedef o değildi. - Ne?
هو لم يكن الهدف المقصود - ماذا ؟

Birlikte olmak istiyordu. - Yani bebeğin babası o değildi?
إذاً ، هو لم يكن والد الطفل ؟

Fitz'e ne oldu? o değildi. o değildi.
لم يكن هو لم يكن هو

- Hayır, onu değil. - o değildi.
"لا،ليس "هو .لم يكن هو

Hem bak ne diyeceğim, büyük ihtimal bana kanı kaynamıştır ve aslında tamamen iğrenç değildi yani başka bir hayatta bilemiyorum, hiçbir şey olmadı ama!
و فى الواقع هو لم يكن بتلك الغرابه, لذا فى حياة اخرى كان من الممكن , لكن لم يحدث شىء و جونز

Herkes Jack'in sağ salim dönmesini istiyordu ve ona benzeyen, onun gibi hareket eden bu adam geldiğinde, o olmasına izin vermeleri zor olmadı.
كل شخص يريد جاك حي وأن يعود ...وعندما ظهر هذا الرجل يشبهه كأنه هو ، يتصرف مثله هو ...لم يكن من الصعب أن يصبح هو هو

O polis olalı daha üç hafta olmadı.
هو لم يكن في القوة ثلاثة أسابيع

O asla bizim dostumuz olmadı.
لنواجه الحقائق , هو لم يكن أبدا صديقنا...

Herhangi bir doktora veya hemşireye karşı pek konuşkan olmadı.
He hasn't been very forthcoming تستطيعون المحاولة , هو لم يكن متجاوباَ مع أي من الأطبّاء أو الممرّضات

Onda hiç bir ipucu yok. O asla Batı'da olmadı!
ليس لديهِ أدنى فكرة، هو لم يكن في (الغرب) أبداً

Gershon soruşturmasında yetkili o da değildi zaten.
هو لم يكن المسؤول عن التحقيق في المتحف على كل حال

- Ciddi değildi zaten.
حسنا , هو لم يكن صادقا في ذلك