"هو ليس لديه" - Traduction Arabe en Turc

    • yok
        
    Çocuğu yok. Evli değil. Çalışmıyor bile. Open Subtitles هو ليس لديه اطفال، ليس متزوجا كما أنه لا يعمل
    Ve onda, olmayan bir babanın açtığı, ömür boyu sürecek bir yara yok. Open Subtitles و هو ليس لديه جرح عميق بسبب غياب والده طوال حياته
    Sekste en az benim kadar kötü. Ama en ufak bir fikri bile yok. Open Subtitles هو سيء في الجنس مثلي ولكن هو ليس لديه أي فكرة عنه
    Ama burayı bilebilecek kadar yetkisi yok. Open Subtitles نعم, هو ليس لديه تصريح لمعرفه هذا المكان.
    Ailesi yok, bütün arkadaşlarıyla irtibatını kaybetmiş ve nasıl olur da bir adamın ne istediği hakkında bir fikri olmaz? Open Subtitles هو ليس لديه عائلة . هو لقد فقد الإتصال مع كل أصدقائه القدامى . و كيف يمكن لرجل أن لا يكون لديه رأي حول ما يريد ؟
    Yani mekan neresidir hiç bir fikri yok. Open Subtitles لذا هو ليس لديه اي فكره عن أين يكون ذلك ؟
    Bir plan yapıncaya kadar başka bir şansımız yok. Open Subtitles هو ليس لديه خياراَ أخر, إلا إذا إستطعنا التفكير فى خطه.
    Ellerini çıkar yoksa seni vuracaklar! Silahı yok! Open Subtitles ليس لديه سلاح, لا تطلقوا النار هو ليس لديه سلاح
    Zengin teyzesi olmasında bahsediyoruz, onun zengin bir teyzesi yok. Open Subtitles ,نحن نتحدث بشأن كما لو له ميراث من عمه غنيه هو ليس لديه ميراث من عمه غنيه
    Berbat hissediyorum. Konuşacak kimsesi yok. Open Subtitles انا اشعر بالاسى هو ليس لديه احد يتحدث معه
    Bu adamın bilinen bir suç bağlantısı yok buna rağmen iki haftada iki farklı katil kiralamayı başardı. Open Subtitles الآن هو ليس لديه أي جرائم تُدينه ولكن تمكن من استئجار قاتلين مُختلفين خلال أسبوعين
    Ve onun sana benim baktığım gibi bakacak zamanı yok. Open Subtitles و هو ليس لديه الوقت ليعتني بك كما أفعل
    En azından büyük bir kafası yok. Open Subtitles على الاقل هو ليس لديه رأس كبير
    Bir bakalım. Sabıkası yok. Open Subtitles فلـنرى , هو ليس لديه أي خلفية أجرآمية
    Hayır, değil. Bir kere saçı yok. Open Subtitles لا هو ليس كذلك هو ليس لديه شعر
    - Yeme bozukluğu yok. Open Subtitles هو ليس لديه اضطرابات فى الأكل لا؟
    Senin parmağında yüzük var ama onunkinde yok. Open Subtitles أرى خاتم في إصبعك ولكن هو ليس لديه
    - Sadece onda beceri, yetenek veya nezaket yok. Open Subtitles -فقط هو ليس لديه مهارة , موهبة , او براعة
    Bilmiyor ki. Ailesi yok. Open Subtitles هو لايعلم ذلك ، هو ليس لديه والدان
    Bir bakalım. Sabıkası yok. Open Subtitles فلـنرى , هو ليس لديه أي خلفية أجرآمية

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus