| Ne yazıyor burada? Ne yazıyorsa yazıyor. Tanıyacak mısın sanki? | Open Subtitles | ما المكتوب على الشاهدة؟ مكتوب ما هو مكتوب, وماذا يهمك؟ |
| Tanrının oğlu dışında biriyle konuştuğu İncilin neresinde yazıyor? | Open Subtitles | حيث في العهد الجديد هو مكتوب أن الله لم يتحدث إلى أي شخص باستثناء ابنه؟ |
| - Çıkış yapmadım. - yazıyor. | Open Subtitles | هذا ما هو مكتوب لقد حدث هذا في الصباح قبل أن أصل إلى هنا |
| - Yanlış adrese gitmiş olmalısın. - Hayır efendim 46 Prince Consort Malikanesi, kutuda yazdığı gibi. | Open Subtitles | العنوان 46 مبنى برنس كونسورت كما هو مكتوب على الصندوق |
| Tahtada ne yazdığını biriniz okuyabilir mi? | Open Subtitles | ليقرأ أحدكم رجاء، ما هو مكتوب على السبورة؟ |
| İsimlerin yazıldığı başka bir şablon olup olmadığını ve tam olarak nasıl bir defter olduğunu görmek istiyorum. | Open Subtitles | كل ما هو مكتوب من الأسماء و المجموعات و الأهم من ذلك ، طريقة عمل المفكرة |
| Bu şişelerin içinde şüpheli bir madde yok. Şişede ne varsa etikette onun adı yazıyor. | Open Subtitles | لا يوجد دليل غير قابل للدحض في هذه الزجاجات ما هو مكتوب على الملصق موجود في الزجاجة |
| - yazıyor. Bu sabah gerçekleşmiş. | Open Subtitles | هذا ما هو مكتوب لقد حدث هذا في الصباح قبل أن أصل إلى هنا |
| -Odadan çıkmadım. -Burada öyle yazıyor. Bu sabah ben gelmeden önce olmuş. | Open Subtitles | هذا ما هو مكتوب لقد حدث هذا في الصباح قبل أن أصل إلى هنا |
| - Yani kitabın arkasında böyle yazıyor. | Open Subtitles | او على الأقل كما هو مكتوب على الغلاف الخلفي |
| Ama yayınlayacaklar, ön sayfada hem de, öyle yazıyor. | Open Subtitles | لكنهم سيطبعونها على الصفحة الأولى كما هو مكتوب |
| Bir büyükelçinin, zamanının yüzde doksanını İstasyon Şefi'nin arkasını toplamakla geçirmesi gerektiği nerede yazıyor acaba? | Open Subtitles | أين هو مكتوب أنّ السفيرة لابدّ أن تقضي جلّ وقتها في تصحيح أخطاء رئيس محطتها؟ |
| Peki, onun gibi kadınların genel yükümlülüklerden hariç tutulduğu nerede yazıyor? | Open Subtitles | اين هو مكتوب ان نساء مثلها ليس عليها الخدمة المدنية |
| Gelen polis olmadı. Ama burada köpeğin, adamın onu almaya dükkana geldiği gün bir otobüste bulunduğu yazıyor. | Open Subtitles | لكن كما هو مكتوب هنا وذات يوم في حافلة المدينة عثر على الكلب |
| Bak madalyamda ne yazıyor: "Cesaret". | Open Subtitles | اقرأوا ما هو مكتوب على الوسام "الشجاعة". |
| "Kepeklere karşı, iyi çalkalayın", burda öyle yazıyor. | Open Subtitles | "مكافحة قشرة الرأس، وفرك جيدا" هو مكتوب هنا. |
| Tıpkı kitapta yazdığı gibi olacak. Üzerine mumlar koyacağım. | Open Subtitles | افعلوا كما هو مكتوب في الكتاب سأوقد الفرن |
| En fazla on dakika, o duvarda yazdığı gibi. | Open Subtitles | عشر دقائق هي أقصى مدة كما هو مكتوب على ذلك الجدار |
| Bu tuvaletin bir yerinde ne yazdığını çok iyi biliyorum. | Open Subtitles | أعلم أنك تعرفين عما هو مكتوب في كل مكان من هذا الحمام |
| Ne yazdığını biliyorum. | Open Subtitles | حسناً , حسناً أعرف ما هو مكتوب عليه |
| Yani yazıldığı gibi olması lazım. Kral'ın sizi mekeler şehrine böyle alacağını sanmıyorum. | Open Subtitles | أعتقد أنه كما هو مكتوب سوف لن يسمح الملك بدخولكم المدينة السماوية |
| yazıldığı gibi repliklerini söyleyeceksin yoksa seni dava ederiz. | Open Subtitles | و ستقول الحوار كما هو مكتوب أو سنقاضيك |