Benim bu salonda hissettiğim türden güç. | TED | تلك هي القوة التي أشعر بها في هذه القاعة. |
Bu, elimizdeki tüm o veriler sayesinde bizde olan türden bir güç. | TED | تلك هي القوة التي نمتلكها بسبب كل ما نملكه من بيانات. |
Skor, yaptığınız katkının somut bir hâl almış bu ışık bazlı modellerin ardındaki itici güç. | TED | وتلك النتيجة هي القوة الدافعة وراء هذه المنحوتات الضوئية التي تمثّل تجسيدات مادية لإسهامك. |
...seçmenlerin bana vermeyi seçtikleri güçtür. Bu yüzden bu seçime katılıyorum. | Open Subtitles | هي القوة التي يريدالناخبون اعطائها لي لهذا أقف فى هذا الإنتخاب |
Güneş Mavi Gezegendeki tüm bu suların yukarı çıkmasını sağlayan bir güçtür. | Open Subtitles | الشمس هي القوة التي ترفع جميع المياه التي على هذا الكوكب الأزرق |
Amerika tek süper güçtür. ve mühtemelen de öyle kalacaktir 10 veya 20 sene daha | TED | الولايات المتحدة هي القوة العظمى الوحيدة، وعلى الأغلب ستظل هكذا لعقدين أو ثلاثة عقود. |
Bu durumda bir sorum var: Bir milyon kadına ulaşıp onlara güç vermek harikulade bir hayal. Mevcut başarının ne kadarı sana, bu harika şahsiyete bağlı? | TED | لذلك سؤالي هو: إنه لحلم مذهل الوصول إلى تمكين مليون امرأة إلى أي مدى يعتمد عليك النجاح الحالي ما هي القوة التي تدفع هذه الشخصية المغناطيسية؟ |
Askeri güç mü? Dünyanin dördüncü büyük askeri gücüne sahibiz. | TED | هل هي القوة العسكرية ؟ حسنا، نحن لدينا رابع أكبر جيش في العالم. |
Bilgi, bilgelik, gerçek güç bunlardır. | Open Subtitles | العلم والحكمة هي القوة الحقيقة وأعلى من التعليم |
Evet. Yani gözetmeninin karanlık güç olarak bunu kastettiğini düşünüyorum. | Open Subtitles | نعم ، حسناً ، أعتقد أن هذه هي القوة المظلمة التي أشار إليها مراقبك |
Hürmetle eğilmen için hangi güç daha büyük? | Open Subtitles | ما هي القوة العظيمة بما يكفي.. لجعلكم تنحنون بخضوع متواضع؟ |
Kara Taş sarayda gizli güç. | Open Subtitles | الحجر الأسود هي القوة الخفية في يد البلاط الإمبراطوري |
Sonsuza dek yaşamanın size verdiği en harika ödülün, verdiği güç olduğunu düşünürsünüz. | Open Subtitles | ربما تعتقد ان الجائزة الاعظم للحياة الابدية هي القوة التي تمنحك |
Seni hamile bırakamam ve bu erkek ve kadın ilişkisi için gerekli olan güçtür. | Open Subtitles | لا أستطيع أن أخصبكِ و تلك هي القوة الحقيقية بين الأنجذاب بين الرجل و المرأة |
Bill Gates, eğitimin öneminden bahsetti, özellikle KIPP'in sunduğu eğitim modelinden. "Bilgi güçtür." | TED | تحدث بيل جيتس عن أهمية التعليم خاصة النموذج الذي كان يقدمه برنامج KIPP "المعرفة هي القوة" |
Bilgi ve bilgelik gerçek güçtür. | Open Subtitles | المعرفة والحكمة هي القوة الحقيقية |
Bilgi güçtür. Ama sen meçhulde kalacaksın. | Open Subtitles | فالمعرفة هي القوة ولهذاستبقىمجهولا. |
Bu yüzden yerçekimi bağımlılık yapan bir güçtür. | Open Subtitles | وذلك لأن الجاذبية هي القوة المضافة. |
Delilik güçtür. Tuhaf. Tuhaf bir konsept. | Open Subtitles | هذه هي القوة الحقيقية هذا مستمر |
Bir zamanlar biri şöyle demiş: "Bilgi güçtür" | Open Subtitles | حسنا، شخص ما قال مرة واحدة، "المعرفة هي القوة". |