|        Babamın halkının inanışına göre, güneş ve kardeşi olan ayın doğumu sırasında anneleri ölmüş.        | Open Subtitles |         شعب أبي يقولون بأنه عند ولادة الشمس وأخيه القمر، ماتت والدتهما        | 
|        Leo ve kardeşi her akşam tatlı için kavga edermiş.        | Open Subtitles |         ليو وأخيه كانا يختلفان كل ليلة بشأن الحلوى        | 
|        Ali, ailesi ve kardeşi de orada olduğu için memnundu.        | Open Subtitles |         علي احب عندما كانت امه وابيه هناك, وأخيه        | 
|        Oğlun Edward ve kardeşini emin bir yere yerleştirdin mi?        | Open Subtitles |         هل بحوزتك أبنك إدوارد وأخيه في مكان آمن؟        | 
|        Ya oğlum, ona da kendisinin ve kardeşinin malzemeleri için para lazım.        | Open Subtitles |         و صديقي عليه أيضا أن يشتري حاجياته وأخيه الأصغر أيضا        | 
|        Babası ve ağabeyi Ethan, onun da aile işlerine katılacağını umuyorlardı.        | Open Subtitles |         وقد حاول والده وأخيه إيثان إقناعه بالإنضمام إليهم والعمل في مؤسسة العائلة        | 
|        Erkek arkadaşım ve kardeşiyle bir öğlen yemeği yemek istiyorum, tamam mı?        | Open Subtitles |         أريد تناول غداء لذيذ مع حبيبي وأخيه ، اتفقنا ؟        | 
|        Ellie, Meksika boyunca yürüyen gençlerin hikâyesini duyduğunda düşünebildiği tek şeyin dedesi ve erkek kardeşi olduğunu         | TED |         قالت إيلي أنه عند سماعها لحكايات المراهقين عندما مشوا باتجاه المكسيك، كل ما كان يدور في رأسها هي قصة جدها وأخيه.         | 
|        Condé bir Protestan, evet, ama aynı zamanda zengin, ve kardeşi de bir kral.        | Open Subtitles |         كوندي بروتستانتي، صحيح لكنه غني، وأخيه ملك        | 
|        O ve kardeşi biraz önce eve gittiler.        | Open Subtitles |         لقد ذهب هو وأخيه إلى المنزل قبل قليل.        | 
|        - Hakkında başka ne biliyoruz? - O ve kardeşi, doğu L.A.'de çiçek işi yapıyorlar.        | Open Subtitles |         -حسنًا، هو وأخيه يملكان تجارة الزهور شرق "لوس أنجلوس".        | 
|        Sonuçta Dr. King'in teftişini bilen ve onaylayan John F. Kennedy ve kardeşi Robert Kennedy idi.         | TED |         في النهاية كان (جون ف. كينيدي) وأخيه (روبرت كينيدي) الذين علموا ووافقوا على مراقبة د.         | 
|        Sen onun arkadaşısın ve kardeşi de.        | Open Subtitles |         أنت صديقه.. وأخيه أيضا        | 
|        Onu ve kardeşini küçüklüklerinden beri ben büyüttüm.        | Open Subtitles |         لقد ربيته هو وأخيه عندما كانوا أطفالا        | 
|        Kowalski onu ve kardeşini geçen sene uyuşturucu suçundan tutuklamış.        | Open Subtitles |         أمسك بهم (كولوسكي), هو وأخيه, السنه الماضيه في قضية مخدرات.        | 
|        Clavo ve kardeşinin babaları ayrıymış.        | Open Subtitles |         لقد بحثنا في الحمض النووي ج نرال " ويتبين لي بأن " كلافو وأخيه        | 
|        Sonunda kendimi onun ve kardeşinin kaldığı yere giderken buldum.        | Open Subtitles |         انتهى بي المطاف باللحاق بـ(راندال) وأخيه.        | 
|        Babası ve ağabeyi Ethan, onun da aile işlerine katılacağını umuyorlardı.        | Open Subtitles |         وقد حاول والده وأخيه إيثان إقناعه بالإنضمام إليهم والعمل في مؤسسة العائلة        | 
|        Tolkien de Katolik bir papaz tarafından evlat edinilmiş ve kardeşiyle birlikte onun himayesine girmiştir.        | Open Subtitles |         فتبناه قسيس كاثوليكي روماني وقام برعايته هو وأخيه        |