| Mahalledeki tüm posta kutularının kalitesinde yarattığı artış için teşekkür etmek istedim. | Open Subtitles | وأردت أن أقول,شكراً لكم التطور الكلي في جودة صناديق البريد قد فعلت | 
| İnşaatla ilgili birkaç işim vardı seni bir kontrol etmek istedim. | Open Subtitles | لديّ بعض الأمور عليّ فعلها مع البناء، وأردت أن أطمئن عليكِ. | 
| Hatırlıyorum, 19 yaşındayken, ilk sanat sergimi açmak istemiştim ve tüm dünyanın da bundan haberdar olmasını istemiştim. | TED | أتذكر عندما كنت في 19 من عمري أردت بالفعل أن أقيم معرض الفنون الجميلة الأول الخاص بي وأردت أن يعرف العالم أجمع بذلك | 
| Ergenlik çağımda eskiz eşliğinde çizim yapıyordum ve sanatçı olmak istedim. | TED | وفي المراهقة كنت أصمم وأرسم وأردت أن أصبح فنانة | 
| Bir Fred Astaire olmamı istiyordu. Ben Marcus Welby olmak istiyordum. | Open Subtitles | أرادت أن أصبح المغنى فريد آستير وأردت أن أصبح د.ماركوس ويلبى. | 
| Bir yerden geldin ama bir başka yerde olmak istedin. | Open Subtitles | أنت أتيت من مكان ما وأردت أن تكون بمكان آخر | 
| Öğrenmek istedim daha fazla | Open Subtitles | وأردت أن أعرف المزيد | 
| Seni gerçekten özledim ve merhaba demek istedim | Open Subtitles | لقـد اشتقـت إليـك حقـاً وأردت أن ألقـي التحيـة ولكـن | 
| Tüm bu farklı biçimlerde kendime resim yapmayı öğretiyordum. Başka neler yapabileceğimi görmek istedim. | TED | لقد كنت أدرس نفسي كيف أرسم على كل هذه الأنماط المختلفة، وأردت أن أرى ماذا يمكن أن أفعل حيال ذلك. | 
| Biliyorsunuz, dün gerçekten kötü bir tanışma oldu ama bunu telafi etmek istedim. | Open Subtitles | تعرف، أن الأمور لم تكن على ما يرام أمس وأردت أن أعوض ما حدث | 
| Dün biraz kötü bir başlangıç yaptık ve bunu telafi etmek istedim. | Open Subtitles | أتعلم؟ بدأنا بداية سيئة أمس وأردت أن أصالحك | 
| İşi almama yardım ettiğin için teşekkür etmek istedim. | Open Subtitles | لم أستطع النوم، وأردت أن أشكرِك لمساعدتي في الحصول على العمل نعم، بالطبع | 
| iPhone daha yeni çıkmıştı ve ben de havalı bir telefon istemiştim. | TED | كما تعرفون، الآيفون كان قدر صدر لتوّه، وأردت أن أقتني هاتفًا وكان لطيفًا وأحدث إصدار. | 
| Masamda çalışıyordum da sana yeni birkaç haber vermek istemiştim. | Open Subtitles | لقد كنت أعمل على مكتبي وأردت أن أدير بعض الخيوط الجديدة بواسطتك | 
| Güzel, çünkü şimdi suratına kapatıyorum... ve duyduğundan emin olmak istedim. | Open Subtitles | ... جيد, لأنني سأعلق عليك الآن وأردت أن أتأكد أنك سمعته | 
| Kapı açıktı ve ben sadece zarar görmediğinizden emin olmak istedim. - Zarar görmek mi? | Open Subtitles | كان مفتوحا، وأردت أن أتأكد من أنك لم تصب بأذى. | 
| Ve diğer insanların tecrübelerini dinlemeye çabalamaya başladım çünkü alsa yaşayamayacağım hayatlar olduğundan çok kıskançtım, ve kaçırdığım her şey ile ilgili şeyleri duymak istiyordum. | TED | وأصبحت أتلهّف لسماع تجارب الآخرين؛ لأنني شعرت بالغيرة من وجود حيوات كاملة لن أعيشها أبدًا. وأردت أن أعرف كل ما يفوتني. | 
| Sen bu topraklarda mutluluk, huzur ve anlayış hakim olsun istedin. | Open Subtitles | وأردت أن يعم بين الأسر المتحاربة السلام والسعادة والتفاهم | 
| Öğrenmek istedim daha fazla | Open Subtitles | وأردت أن أعرف المزيد | 
| Onu kucaklayip böyle olmasi sart degil demek istedim. | Open Subtitles | وأردت أن أضعه بين ذراعي وأخبره أنه لا داعي لكل هذا | 
| Ve o merkezi kendi gözlerimle görmek istedim, ancak elime geçen tek şey bir fotoğraftı. | TED | وأردت أن أرى المركز بعيناي ، ولكن ما خرجت به هو صورة فوتوغرافية. | 
| Çok kötü oldum ve bunu telafi edecek bir şey yapmak istedim. | Open Subtitles | .. لقد شعرت بشعور فظيع وأردت أن أفعل شيئاً مميزاً لا يُنسى |