Birileri düzgünce bana kelimenin anlamını açıklayana kadar Tanrı'nın var olup olmadığı sorusunda boğulmayı reddediyorum. | TED | وأرفض أن أدخل في مسألة هل الله موجود أم لا. حتي يستطيع أحد أن يعرف بدقة المصطلحات. |
Bu kurumu nihayet rayına sokmuşken bir sonraki kuşak sarışın Woods perilerinin yarattıklarımı mahvetmelerine izin vermeyi reddediyorum! | Open Subtitles | لقد أعدت هذه المؤسسة مؤخرا لمستواها وأرفض أن أترك الجيل الجديد من شقراوات وودز ليدمرو ما صنعته |
Bunu aşağılayıcı buluyorum ve aşağılanmayı reddediyorum! | Open Subtitles | وأجد الأمر مُثيراً للإذلال وأرفض أن يُحطّ من شأني أمام العامّة. |
Partimde güzel gözükmeliyim ve kendi bedenime ya da yaşıma uygun bir şey giymeyi reddediyorum. | Open Subtitles | أريد أن أبدو جميلة أثناء الحفلة, وأرفض ارتداء أي شيء مقاسي, أو مناسب لعمري, |
Program haricinde başına gelenleri önemsiyorum ayrıca yanlış yaptığına inandığımda yorum yapamama düşüncesini kabul etmiyorum. | Open Subtitles | ،يهمني ما يحصل لك خارج البرنامج وأرفض فكرة أنني لا استطيع تقديم توضيحاتي عندما أصدق |
Ellerimi kana bulamamı istedi ve bunun için suçluluk duyarak onun tatmin olmasını reddediyorum. | Open Subtitles | وأرفض إعطاءه لذّة الرضا والشعور بالذنب حيال أيّ من ذلك. |
Ateş Ulusu'nun tarihi, bu manasız savaşlarla doludur ve bu yüzden ulusumu, başka seçenek kalmayıncaya kadar bir diğer manasız savaşa sürüklemeyi reddediyorum. | Open Subtitles | قضت أمة النار الكثير من تاريخها , بالقتال بحروب سخيفة وأرفض أن أسحب أمتي إلى حرب آخرى |
Babam hasta yapmadığım bir şey için son günlerini hapiste geçirmeyi reddediyorum. | Open Subtitles | أبي مريض وأرفض بأن أقضي آخر أيام من حياته في السجن لشيء أنا لم أفعله |
Ben de dünyanın tecavüzüne yardım etmeyi reddediyorum. | Open Subtitles | وأرفض مُسَاعَدَتك في اغتصاب الأرضِ |
Derimin altına girmesini reddediyorum. | Open Subtitles | وأرفض أن أدعه يتغلغل إلى داخلي |
Ama şu an bir yerlerde bir baba ve kızının ölümüne 24 saatten az var ve ben o herif cesetleri atarken uçakta olmayı reddediyorum. | Open Subtitles | حالياً، لديّ أقل من 24 ساعة قبل أن نجد أباً وابنة ميتين في مكان ما في المدينة وأرفض أن أكون على متن طائرة فيما يرمي الوغد جثتيهما |
Anahtarım var ve bornozu açıklamayı reddediyorum. | Open Subtitles | لدي مفاتيح, وأرفض تفسير الرداء |
İdarem altındaki her memurun yüzde yüz desteğini almadığım bir müdürlüğü yönetmeyi reddediyorum. | Open Subtitles | وأرفض أن أدير قسماً لا أملك فيه الدعم الكامل من كل شرطي تحت إمرتي! |
Ayrıca, dünyayı yeniden kuramayacağımız inancını reddediyorum. Öyle bir yer ki, bir çocuğun adının ne tişörte ne de mezar taşına yazılmak zorunda olduğu ve bir insanın değerinin akciğerleri olmak dışında başka bir şeyle belirlenmediği her birimizin nefes alabileceği bir yer, | TED | وأرفض القبول بأننا لا نستطيع تعمير هذا العالم إلى شيء جديد، مكان حيث اسم الطفل لا ينبغي أن يكون مكتوبًا على قميصٍ أو شاهدةِ قبر، حيث قيمة حياة شخص ما لا يقررها شيء غير الحقيقة بأن لديهم أرواح، مكان يستطيع فيه كل واحد منا أن يتنفس. |
Tekrar yazma nedeninin Peyton olduğunu biliyorum... ve o kitabın bir bölümü olmayı reddediyorum. | Open Subtitles | أعلم أن (بيتون) هي السبب أنكتكتبمجدداً، وأرفض أن أكون فصل في ذلك الكتاب |
Seninle birlikte olmak istiyorum, Tara ve aksi şekilde davranmayı reddediyorum. | Open Subtitles | أود أن أكون معكِ (تارا) ، وأرفض أن أدعي أنني لا أريد هذا |
Geldiğim yerde zenciler için bir ayrım yoktu, Bay Thompson ve öyleymiş gibi davranılmayı reddediyorum. | Open Subtitles | في موطني ، ليس هنالك ما يسمّى بالزنوج (سيد (طومسن .. وأرفض أن أُعامل كأحدهم |
Kizgin olarak yatmayi da reddediyorum. | Open Subtitles | وأرفض الخلود للنوم وأنا غاضبة |
Onlardan bunu almayı reddediyorum. | Open Subtitles | وأرفض سلبهم هذا |
Ve ben reddediyorum | Open Subtitles | وأرفض... |
Kızım iğrenç hislerini kontrol edemiyor diye bir dakika daha rehin tutulmayı kabul etmiyorum! | Open Subtitles | وأرفض أنْ أكون رهينة لدقيقة أخرى لأنّ ابنتي لا يمكنها السيطرة على غرائـــــزها المــريضة! |