| Kilidi salladığımızda, iddiayı test ettiğimizde şöyle deriz, tamam, saygı duyuyorum, seni dinliyorum, bunu seninle test edeceğim. | TED | عندما نختبر الادعاء، نقول، حسناً، أنا أحترمك وأستمع لما تقول، وسأقوم باختباره معك. |
| Orada oturuyor ve yabancı insanların nasıl terk edildiklerini ya da nasıl tacize uğradıklarını ve ailelerine ne kadar öfkeli olduklarını anlatmalarını dinliyorum. | Open Subtitles | أجلس هناك وأستمع إلى غرباء يتحدثون عن أنهم هجروا أو تم التحرش بهم ومدى غضبهم على عائلاتهم |
| Noel günü senin bahanelerini dinlemek istemiyorum. | Open Subtitles | لا أحتاج أن أقف وأستمع للأعذار في يوم العيد |
| Kalıp aşk ve yemek hakkında daha fazla hikaye dinlemek isterdim, ama günümü berbat edecek bir okulum var. | Open Subtitles | أود أن أظل وأستمع أكثر إلى حكاية الشاعرية مع اللحم لكن لدي مدرسة لتخرب يومي |
| Burada bir saniye daha durup da, senin şu işçi sınıfı kahramanlıklarıyla ilgili anlattığın saçmalıkları dinleyecek değilim. | Open Subtitles | لن أبقى هنا لحظة واحدة وأستمع لسخافاتك عن الطبقة العاملة |
| Burada oturup suçlamalarınızı dinlemeyeceğim. | Open Subtitles | أنا لن أجلس هنا وأستمع إلى هذه الإتّهامات |
| Burada oturmuş, herkesin konuşmasını dinliyorum ve kendimi sanki bize yeterli bilgi verilmemiş gibi hissediyorum. | Open Subtitles | أجلس هنا وأستمع للجميع يتحدث لدي شعور أننا لم نحصل على معلومات كافية |
| Bazen, odanın önünde oturup kabuslarını dinliyorum. | Open Subtitles | في بعض الأوقات،كنت أجلس خارج غرفتك وأستمع لما تحظي به من كوابيس |
| Bakıyorum, dinliyorum, belgeleri aradım ve bir şey bulamadım. Korkarım o suçsuz. | Open Subtitles | أنا أبحث , وأستمع , لقد بحثت عن الأوراق ولم أجد شيء, أخشى أنها تلومنا |
| İki gündür sizleri izliyorum, dinliyorum ve hepiniz körsünüz. | Open Subtitles | أنا كنتُ أشاهدكم أيها الناس لآخر يومين, وأستمع لكم وجميعكم لاترون |
| Burada oturup seni dinliyorum ve seni dünyada her şeyden çok sevdiğime yemin ederim. | Open Subtitles | وأنا جالس هنا ...وأستمع إليك وأقسم أني أحبك أكثر من أي شئ ... في العالم، وهذه لحظتي |
| Annem yukarıda yememe izin vermedi. Gevezeliğini dinlemek zorunda kaldım. | Open Subtitles | أمّي لا تسمح لي بالذهاب لآكل في غرفتي في الطابق العلوي لذا تركتني أجلس في الدور السفلي وأستمع لما يحدث فوق |
| Bak dostum, eğer insanların dertlerini dinlemek isteseydim, şimdi AA toplantısında olurdum. | Open Subtitles | لو أردت أن أجلس وأستمع إلى أشخاص يشتكون من حياتهم فأفضل أن أكون في اجتماع مدمني الكحول الآن |
| Size bir şeyler enjekte edip caz dinlemek istemiyorum. | Open Subtitles | لا أريد أن أحقنك بالمخدرات وأستمع إلى الجاز |
| Fakat şimdi tek seçeneğim, buraya gelerek hayatınla ilgili her şeyi bu salakla paylaştığını dinlemek. | Open Subtitles | لقد كنت صديقتكِ المفضلة ، ولكن الآن خياري الأوحد أن آتي هنا وأستمع إليكِ تحكي كل شئ لهذه المغفلة |
| Okulda yaptığı saçmasapan, aptalca şeyleri kaç kere dinlemek zorunda kaldığımı bilemezsin. | Open Subtitles | االأوقات التي كان عليّ بأن أجلس وأستمع إلى أعماله الغبية الطائشة الحمقاء الذي فعلها بالمدرسة. |
| Tüm gece burada kalıp Bay ve Bayan Mahzen mezar Bakıcısını dinleyecek değilim. | Open Subtitles | أنا لن أبقى هنا ...وأستمع إلى السيد والسيدة حراس القبو طوال الليل |
| Burada oturup, iyi bir polisi karalamanızı dinlemeyeceğim. | Open Subtitles | لن أجلس هنا وأستمع لك وأنت تشوه شرطيا جيدا |
| Birkaç aydır gizlice ders alıp, kasetlerden dinleyip, bebeğim için İspanyolca öğreniyordum. | Open Subtitles | حسناً, الشهران الماضيان كنت أتلقى سراً بعض الدروس وأستمع إلى الأشرطة, وقد تعلمت اللغة الاسبانية من أجل طفلتي |
| Alışverişe gittim, tombala oynadım, fakat esas olarak ben sadece gözlemleyip dinliyordum. | TED | ذهبت للتسوّق، ولعبت البينغو، ولكن في الأساس كنت ألاحظ وأستمع |