| Acil durum kapağını açacağım. İçinde plastik kaplamayla ceset için bir çuval bulacağım. | Open Subtitles | افتح خزانة الحالات الطارئة ، حيثُ سأجد أغطية بلاستيكيّة ، وأكياس مناسبة للجثّة |
| Kafaya çuval geçirmeler gibi şeylerden bahsetmiyorum bile. | Open Subtitles | وأكياس فوق رأسك , هذه قصة مختلفة |
| Ayrıca bu müzik temalı elbise kılıfları da fena değilmiş. | Open Subtitles | وأكياس ملابس المسرحيات الموسيقية هذه ليست سيئة أيضاً |
| Bunlar yastık kılıfları ve yedek yastık kılıfları. | Open Subtitles | تلك أكياسَ مخاد وأكياس مخاد إسنادِ. |
| Boynumda boyunluk ve kafamın iki yanında kum torbaları vardı ve dünyamı kafamın üzerine asılmış bir ayna vasıtasıyla görüyordum. | TED | كانت لي دعامة للعنق وأكياس على جانبي رأسي و شاهدت عالمي من خلال مرآة كانت معلقة فوق رأسي. |
| İtfaiye, kurtarma ekibi ve ceset torbaları yollayın. | Open Subtitles | أرسل الاطفاء , وفرق الانقاذ , وأكياس الجثث |
| Fener, ocak ve uyku tulumları dışında pek bir şey yok. | Open Subtitles | بخلاف الفوانيس و معدات الطبخ وأكياس النوم لا نملك الكثير منهم |
| Çadır ve uyku tulumları getirdim. | Open Subtitles | يوجد خيمة وأكياس نوم. |
| İyi Elf çuval çuval altın bulmuştu | Open Subtitles | والقزم الجيد وجد أكياسه وأكياس الذهب. |
| Yastık kılıfları da yeni. | Open Subtitles | - وأكياس وسادات |
| Yatağında Spotted Dick örtüleri, yastık kılıfları. | Open Subtitles | ملائمات (سبوتد ديك) وأكياس وسائد للأسرة |
| Partiler ve ceset torbaları, içmek ve araba kullanmak kadar iyi bir ikili. | Open Subtitles | الحفلات وأكياس الجثث تتناسب مع بعضها كالقيادة والشرب |
| Vurulduğun gece hakkında ya da meleklerle çöp torbaları hakkında da konuşmadık. | Open Subtitles | حول ما حدث ... ليلة إطلاق النار ... بخلاف الملائكة وأكياس القمامة. |