| Senin ve benim çok ortak yanımız var. Tamamen değil ama epeyce çok. | Open Subtitles | أنت وأنا لدينا الكثير من الأشياء المشتركة ليس كل شيء ، لكن الكثير |
| Senin ve benim çok ortak yanımız var. Tamamen değil ama epeyce çok. | Open Subtitles | أنت وأنا لدينا الكثير من الأشياء المشتركة ليس كل شيء ، لكن الكثير |
| Sadece Meryll ve benim iyi bir ilişkimiz var diyelim. | Open Subtitles | .. لنفترض فقط أن ماريلانش وأنا لدينا لدينا علاقة جيدة |
| Usta ve benim çok adamımız var ama askeri eğitimleri yok. | Open Subtitles | السيّد وأنا لدينا الكثير من الرجال، لكن ليس لديّهم تدريب عسكري. |
| Pepa ve benim konuşacak daha önemli şeylerimiz var. | Open Subtitles | بيبا وأنا لدينا ِأشياء مهمة أود أن أناقشها معها |
| Maalesef komutanınız AshIey-Pitt ve benim bir anlaşmamız var. | Open Subtitles | الضابط المسؤول عنك الرائد أشلي بيت وأنا لدينا اتفاق |
| O yüzden adamım sen ve benim bir kader randevumuz var. | Open Subtitles | لذا، الآن يا صديقي أنت وأنا لدينا موعد مع القدر |
| Bekçi yerine dönmeden önce Matty ve benim 20 saniyem var. | Open Subtitles | ماتي وأنا لدينا 20 ثانية لندخل السلالم قبل أن يعود الحارس ومراقبي الأمن إلى مكاتبهم |
| Ortağımın ve benim, yasadışı yollarla satılan bazı spermleri ele geçirmiş olabileceğinize dair kanıtlarımız var. | Open Subtitles | شريكي وأنا لدينا سبب للإعتقاد بأنكِ لربما لديكِ الحيمن المكتسب بشكل غير قانوني الذي يباع |
| Biliyor musunuz, sizin ve benim, tahmin edebileceğinizden de çok ortak noktamız var Lord'um. | Open Subtitles | أتعرف, أنت وأنا لدينا العديد من القواسم المشتركة أكثر مما قد تتخيل, أيها اللورد |
| Sen, Henry ve benim birlikte kutlama yapacağımız çok zamanımız olacak. | Open Subtitles | حسناً، اسمعي، أنتِ وهنري وأنا لدينا بقية حياتنا للاحتفال |
| Güç'ün ve benim farklı önceliklerimiz olduğunu düşünmeye başladım. | Open Subtitles | بدأت أعتقد أن القوة وأنا لدينا أولويات مختلفة. |
| "Nelson Mandela ve benim birçok ortak noktamız var." | TED | قالت آمي واينهاوس، " نلسون مانديلا وأنا لدينا الكثير من الأشياء المشتركة. |
| Kasap ve benim özel ilişkimiz var. | Open Subtitles | الجزار وأنا لدينا ترتيبات خاصة |
| O kızın durumunu bilemem ama Josh ve benim epey bir geçmişimiz var ve çoğu kötü anılar. | Open Subtitles | أنظر أنا لا أستطيع الإجابه عنها لكن " جوش " وأنا لدينا تاريخ مشترك طويل ومعظمه سيء |
| Mesela, Jan ve benim sevişirken çok ileri gitmemek için kullandığımız bir söz var. | Open Subtitles | على سبيل المثال, " جان " وأنا لدينا كلمة آمان في حال سارت الأمور بعيداً جداً |
| Biliyorsun ki, senin ve benim Özel bir ortak noktamız var. | Open Subtitles | أنت تعرف، أنت وأنا لدينا علاقة خاصة جدا |
| Meclis üyesi Ross ve benim çokça arkadaşımız var. | Open Subtitles | العضو " روس " وأنا لدينا الكثير من الأصدقاء |
| Eğer bu işe yararsa senin ve benim buradaki insanların hayatını kurtarma gücümüz var. | Open Subtitles | أنت وأنا لدينا الأولوية بأنقاذ بعض الأرواح الآن... إذا أمكننا أن ننهي هذا. |
| - Bay Pirtt ve benim yakalamamız gereken bir uçak var. | Open Subtitles | السيد " بيت " وأنا لدينا طائرة نود اللحاق بها قطعاً لا |