| Bizi Kane'e götüreceğini söylemiştin, ve onunla hemen konuşmamız gerek. | Open Subtitles | لقد قلتي أنكي ستأخذيننا لكين وأنا يجب أن أراه الآن |
| Bud, seninle Bundy felsefesi hakkında konuşmam gerek. | Open Subtitles | برعم، وأنا يجب أن أتحدث إليكم حول فلسفة بندي. |
| Bunu hemen yapmam gerek yoksa yerini kaybedecek. | Open Subtitles | وأنا يجب أن أعمل ذلك فورا أو أنها ستفقد مكانها |
| Sen bir düğün bozansın ve ben seni yollamalıyım. Üzgünüm. | Open Subtitles | أنت في الحياة الواقعية حطمت الزفاف, وأنا يجب أن أردك |
| - O zaman sanırım Jack ve ben hakkında şimdi konuşmamız gerekiyor. | Open Subtitles | لذلك أنت وأنا يجب أن نتحدث عن جاك وبن الآن. |
| Richie, benim o dans yarışmasına gitmem lazım! | Open Subtitles | ريتشي، وأنا يجب أن تذهب إلى هذه المسابقة الرقص. |
| Artık çocuk değilsin ben de artık sana çocukmuşsun gibi davranmayı bırakmalıyım. | Open Subtitles | أنت لم تعد طفلاً وأنا يجب أن اتوقف أن اعاملك كطفل لذا.. |
| Raul donuyor ve benim de kızlarla buluşmam gerek. Anladım. | Open Subtitles | راؤول وأبوس]؛ ق تجميد، وأنا يجب أن تمر تلبية الفتيات. |
| Gün yeniden başlayana kadar, yapabildiğin her şeyi yap. Üst kata gitmem gerek. | Open Subtitles | حتي يحين موعد إعادة اليوم ، يجب أن تُنهي كلّ ما تستطيعين ، وأنا يجب أن أصعد |
| Gerçek bir bebek göstermem gerek! | Open Subtitles | هي يمكن أن تكون هناك لساعات وأنا يجب أن أنتج طفل حقيقي |
| Domuz olduğum için çok pisim ve insanların bana dokunmaması gerek. | Open Subtitles | كخنزير , أنا قذر جدا وأنا يجب أن لا ألمس من قبل البشر |
| Onlar Nimetzade'nin. Ve defterini geri vermem gerek. | Open Subtitles | إنــه يخـُـص "نعـمـت زاده" وأنا يجب أن أعُيــد له دفتره |
| Uyumak için para almıyorsun George, bunu bildirmem gerek. | Open Subtitles | كنت لا تدفع للنوم ، جورج ، وأنا يجب أن يقدم تقريرا جيدا . |
| O yüzden yanında olmam gerek, tamam mı? | Open Subtitles | وأنا يجب أن أكون هناك معها، حسناً؟ |
| Gücünü kapatman lazım, ve ben bu içkinin geri kalanını dökeyim. | Open Subtitles | يجب أن تذهبي وأنا يجب أن ألقي هذا الشراب |
| ve ben iğrenç bir yüz dolar için onunla yatmalıydım. | Open Subtitles | وأنا يجب أن انام معها من أجل 100 دولار |
| Karım ve ben dünyamıza dönmek zorundayız. | Open Subtitles | زوجتي وأنا يجب أن نعود إلى عالمنا |
| Çok yakın durmamız lazım. | Open Subtitles | قد يشُكُّوا بأنكِ أخبرتني. أنتِ وأنا يجب أن نبقى قريبين من بعضنا، |
| ben de sizi temin ederim ki bu maymunlar konuşma yeteneğine sahip. | Open Subtitles | وأنا يجب أن أبغلك هذا بأن القرود قادرة على التحدث |
| - Onlar sözlerini tuttular. - ben de kendiminkini tutmalıyım. | Open Subtitles | هم يحافظوا على كلمتهم وأنا يجب أن أستمر بالبحث |