| Gerçek sanat, güzel anılmayı, paylaşılmayı ve yeniden keşfedilmeyi hak eder. | TED | الفن الجميل يستحق أن يُعتز به وأن يجري مشاركته وإعادة استكشافه. |
| Tek yapabildiğin inekleri beslemeye devam edip yeniden inşa etmek. | Open Subtitles | كل ما يمكننا عمله هو الإستمرار بتغذية الأبقار وإعادة البناء |
| Bir, topluluğun önemine dair yenilenmiş bir inanç, ve arkadaş ve komşunun gerçekten yeniden tanımlanması. | TED | الأول، وهو الاعتقاد المتجدد في أهمية المجتمع، وإعادة تعريف ماذا يعني الصديق والجار حقا. |
| Bu hapishanedeki tüm kıyafetler yıkanana ve tekrar yıkanana kadar Office Depot'un... | Open Subtitles | إلى ان يتم غسل وإعادة غسل كل زي رسمي في هذا السجن |
| Devam etmelerine ve hayatlarını tekrar yoluna koymalarına yardım ediyordum. | Open Subtitles | أحاول مساعدتهم للمضي في حياتهم وإعادة حياتهم نحو الدرب الصحيح |
| Bunun gibi yerleri geri getirmek insanlara enerjilerini verebilecekleri bir şey vermenin bir yolu. | Open Subtitles | وإعادة أماكِنَ مثلَ هذا هي إحدى الطُرق التي نعطي فيها الجميع شيئاً ليضع طاقته به. |
| İnsanlarla tamamen özgürce iletişime geçme ve kendimizi yeniden tanımlama olanağına sahibiz. | TED | نحن قادرون الأن على التواصل مع الناس بحرية تامة وإعادة تعريف أنفسنا على الانترنت. |
| Bu bence, Hristiyanların Tanrı ile ilgili inançlarını hem derinden etkileyen hemde bu konuda onları ikna eden yeniden şekillenmiş bir ifade.® | TED | يبدو هذا بالنسبة لي مؤثراً للغاية وإعادة صياغة مقنعة للمفهوم المسيحي عن الرب. |
| Ve bu, tekrardan, aza indirgeme ve yeniden kullanma fikrini ekonomik avantajlarıyla birlikte ortaya çıkarır. | TED | ويأخذ، مرةً أخرى، فكرة التقليل وإعادة الاستخدام، وفي نفس الوقت أيضًا مع فائدة اقتصادية. |
| Bozulan sistemimizi nasıl onarabilir ve yirmi birinci yüzyıl için demokrasiyi nasıl yeniden inşa ederiz? | TED | كيف يمكننا إصلاح نظامنا المعطوب وإعادة الديمقراطية للقرن ال21؟ |
| Kudüs'e geri dönüp tapınağı yeniden inşa etmelerine izin verilmişti. | TED | تم السماح لهم بالعودة إلى القدس وإعادة بناء المعبد. |
| Bütün proje bununla ilgiliydi, insanlığın bu küçük parçalarını yeniden canlandırmak, insanlara bu bağlantıyı geri vermekle ilgiliydi. | TED | وهذا كل ما كان هذا المشروع عليه، حول استعادة تلك القطع الصغيرة من الإنسانية، وإعادة ذلك الاتصال إلى أحدهم. |
| Uganda'daki Yeni Orman Firması, ormanlarını yeniden ekip geliştiriyor. | TED | يوغندا: شركة الغابات الجديدة، إعادة تطوير وإعادة زراعة الغابات. |
| Ancak, aksine onu benimseyip, ağırlık ve gerilim dağılımını yeniden düşündüklerinde, sadece eğer çatıda büyük bir delik varsa iş gören bir tasarımla ortaya çıktılar. | TED | ومع ذلك، بدلا من تبني ذلك وإعادة النظر في توزيع الوزن والإجهاد، جاءوا مع التصميم الذي يعمل فقط إذا كان هناك فتحة كبيرة في السقف. |
| William, kazançlarını büyük bir kale mücadelesiyle ve İngiliz toplumunu yeniden örgütlemesiyle pekiştirdi. | TED | وقد بلور ويليام مكاسبه من خلال القيام بحمله لبناء القلاع وإعادة تنظيم المجتمع الإنجليزي. |
| En az benzeyenler ayıklanınca, algoritma geriye kalanlara mutasyon ve yeniden düzenleme işlemleri uygular; oluşan yeni nesilden en benzer, yani en uygun olanları seçer. Bunu nesiller boyu tekrarlar. | TED | ما إن تتم برغلة الترانيم الأقل مماثلة، يمكن للخوارزمية إعادة تطبيق تغيّر وإعادة تجميع ما تبقى، وتحديد أكثرها مماثلةً، أو الأنسب منها، مجدداً من الجيل الجديد، وتكرار ذلك لعدة أجيال. |
| Ayrıca parçalara ayrılıp tekrar farklı yönlerde yeniden birleşebilirler. | TED | ويمكنها ذاتيًا أيضًا تفكيك نفسها وإعادة التجمع في أي اتجاه آخر. |
| Yedi farklı çocuktan alınmış parçalar, eklemlerinden ayrılıp tekrar birleştirilmiş. | Open Subtitles | أجزاء من 7 أطفال على الأقل تم تفكيكها وإعادة تجميعها |
| Dönüş amacım ailemle tekrar bir araya gelmek ve toplum içinde yerimi bulmaktı. | TED | جئت أساسا لـ لم الشمل مع عائلتي وإعادة الاتصال بطريقة لأجد مكاني في المجتمع. |
| Doğru olan şey şu: karalama yapmak inanılmaz derecede kuvvetli bir araç ve bunu hatırlamamız ve tekrar öğrenmemiz gerekiyor. | TED | وهاكم الحقيقة : الخربشة هي أداة قوية بشكل لا يصدق ، وإنما هي أداة أننا بحاجة إلى أن نتذكر وإعادة التعلم. |
| Kendi seslerimin içine başka sesler serpiştirebilir ve tekrar çalabilirim sadece buradaki pedlere dokunarak. | TED | أستطيع أخذ عينة من أصواتي الخاصة وإعادة تشغيلها لاحقا فقط عن طريق ضرب الألواح هنا. |
| Aslına bakılırsa, Banff Millî Parkı listelediklerimin tamamını yapmakta: Yangınları bastırmak, çıkarmak, kurtları tasmalamak, bizonu geri getirmek. | TED | في الواقع، ألقيت نظرة، ورأيت أن الحديقة الوطنية ببانف تقوم بكل ما عددته: إخماد وإضرام النيران، تطويق الذئاب بأطواق تعقب، وإعادة حيوان البيسون. |