| İkimiz de bu intikam yoluna bir kez girmiştik, buna değmez. | Open Subtitles | أنا وإيّاك خضنا درب الانتقام قبلًا، وإنّه ليس جديرًا بالعناء. |
| İkimiz de gayet iyi biliyoruz ki geri dönmüşse eğer, bir sebebi vadır. | Open Subtitles | أنا وإيّاك نعلم أنّها تحمل سببًا يحضّها للعودة. |
| Ayaküstü veya samimi olmayan muhabbetlere sakın girme. | Open Subtitles | وإيّاك أن تتواصل مع أحدهم .بشكلٍ عرضي أو مصادف |
| Kurabiyelerde cimrilik yapayım deme sakın! | Open Subtitles | وإيّاك أن تنسَ إرفاق الكعكات الصغيرة مع الاِفطار! |
| sen ve ben banka soymuyoruz ve senin anlaşman onunkinden daha kötü. | Open Subtitles | لا أسطو وإيّاك على المصارف وقد فقدتَ أنت أكثر منه |
| Ama sen ve ben farklıyız. Sen evden kaçıncaya kadar bunu fark edememiştim. | Open Subtitles | أنا وإيّاك مُختلفان، لم أدرك ذلك إلى أن غادرتَ المنزل. |
| Çünkü vampire dönüştürerek seni daha iyi biri hâline getirdiğimi ikimiz de biliyoruz. | Open Subtitles | لأنّي وإيّاك نعلم أنّي جعلتك أفضل لمّا حوّلتك لمصّاصة دماء. |
| Hadi ama. İkimiz de gayet iyi biliyoruz ki her şeyin bir açığı vardır. | Open Subtitles | بحقّك، أنا وإيّاك نعلم أن لكلّ تعويذة ثغرة. |
| Seni omzuma alıp çığlık çığlığa konuta götürmekten ne kadar nefret etsem de ikimiz de biliyoruz ki çocuğumun iyiliği için bunu yapacağım. | Open Subtitles | برغم أنّي أكره الإلقاء بك فوق كتفي وجرّك للمجمّع وأنت تركلين وتصرخين إلّا أنّي وإيّاك نعلم أنّي سأفعل ذلك كرمى لطفلتنا. |
| Artık ikimiz de onun gölgesinden kurtulmayı hak etmedik mi? | Open Subtitles | ألم أكتسب وإيّاك حقّ العيش خارج تحكُّمه؟ |
| Hayır, çünkü buna gerek kalmayacağını ikimiz de biliyoruz. | Open Subtitles | كلّا، لأنّي وإيّاك نعلم أنّنا لن نضطرّ لهذا. |
| Sanırım ikimiz de ilişkimizin alışılmadık bir ilişki olduğu konusunda hemfikiriz. | Open Subtitles | أعتقدني وإيّاك متفقين على أن علاقتنا استثنائيّة قليلًا. |
| Bir daha da beni önemsiyormuş numaralarıyla karşıma çıkma sakın. | Open Subtitles | وإيّاك أن تجيئني متظاهرًا بالاهتمام بي مجددًا! |
| Ve bir daha bana sakın, sakın... martaval okuma! | Open Subtitles | ... وإيّاك أبداً، أبداً ! أن تتحدث لي بالهراء مُجدّداً |
| Ve bunu bana sakın bir daha söyleme. | Open Subtitles | وإيّاك أن تقولي ذلك مجدداً |
| Bir adım bile atma sakın! | Open Subtitles | وإيّاك أن تتحرّك قيد أنملة! |
| Eğer o kadar kolay olsaydı, o zaman sen ve ben bu durumda olmazdık. | Open Subtitles | لو كان الأمر بالسهولة المُتوهّمة، فما كنتُ وإيّاك في هذا الموقف. |
| sen ve ben ilk kalıba dahiliz. O ise ikincisine. | Open Subtitles | أنا وإيّاك النّوع الأوّل، أما هو فمن النوع الأخير. |
| Birçok ortak noktamız olduğunu düşünmeye başladım. sen ve ben. | Open Subtitles | بدأت أفكّر بأنّي وإيّاك متشابهان كثيرًا. |