| Çünkü Whatley'nin Yahudiliğe sırf bu esprileri yapmak için geçtiğine inanıyorum. | Open Subtitles | لأنني أعتقد أن واتلي اعتنق اليهودية فقط بغية النكات. |
| - Bence bu Peder Curtis, Whatley'nin anlattığı Papa'nın Raquel Welch ile ne yaptığı hakkındaki espriyi duymak isteyecektir. | Open Subtitles | أعتقد أن ذلك الأب كيرتس قد يكون مهتماً بسماع ما نسبه واتلي لـ البابا مع راكيل ويلتش. |
| Neyse, sizinle Dr. Whatley hakkında konuşmak istiyorum. | Open Subtitles | المهم، أردت الحديث معك بخصوص الطبيب واتلي. |
| Sahil koruma, araştırmaya Watley'nin güneyinden başlayıp, Arcom Kayalıklarını dolaşarak yaklaşık bir saat içinde Spivey Point'e varmış olacak. | Open Subtitles | حارس الساحل بدأ الإتصال من الجنوب من واتلي بالقرب من أركوم |
| Tim Wattley bu ailenin bir parçası olmak için ne yaptı? | Open Subtitles | ومتى صار (تيم واتلي) جزءاً من هذه العائلة؟ |
| Sonra da Whatley dedi ki, "Katolik esprileri de yapabilirim eskiden de Katoliktim." | Open Subtitles | فيقول لي واتلي: "أستطيع القاء نكات عن الكاثوليكية، فقد كنت كاثوليكياً." |
| Dr. Whatley hakkında konuşmak istiyorum. | Open Subtitles | كلا! المهم، أردت الحديث معك عن الطبيب واتلي. |
| Elaine'i arıyorum. Bakalım o Tim Whatley'den birşey öğrenebilecek mi? | Open Subtitles | سأتصل بـ(إلين) لعلها قد تعرف شيئاً من (تيم واتلي). |
| Tim Whatley'in bekleme odasındaydım Masanın üstünde Penthouse vardı. | Open Subtitles | كنت أجلس في غرفة انتظار (تيم واتلي)، وإذا بأعداد من مجلة (بنتهاوس) على الطاولة. |
| Noel'de Tim Whatley'e bunlardan almıştım. | Open Subtitles | اشتريت واحداً لـ(تيم واتلي) بمناسبة عيد الميلاد. |
| Umarım Tim Whatley'in elektrik faturaları postada kaybolmaz. | Open Subtitles | أجل، آمل ألا تضيع فاتورة كهرباء (تيم واتلي) فجأة وسط البريد، |
| Sonra Tim Whatley bana Super Bowl bileti hediye etti. | Open Subtitles | ثم يعطيني (تيم واتلي) تذكرته لمباراة الـ(سوبر). |
| Whatley hâlâ Yahudi mi? | Open Subtitles | إذن لا يزال واتلي يهودياً؟ |
| Whatley'den bir şey gelmiş. | Open Subtitles | هذه رسالة من واتلي. |
| bu yüzden Whatley'in numarasını deneyeceğim. | Open Subtitles | لهذا سألجأ إلى خدعة واتلي. |
| Tabii ki var, ama şu noktada Delege Watley, bizim en önemli en güçlü muhalifimiz. | Open Subtitles | بالطبع لدينا، ولكنفيهذاالوقتبالتحديد.. تمثيل (واتلي) لنا سيكون أكثر الطرق ضمانة وصوت له وزنه |
| Sayın vekilim. Bayan Watley. Gelebilmenize çok sevindim. | Open Subtitles | أيها النائب، سيّدة (واتلي)، أنا مسرور جداً لقدومكما |
| Hem bilgisi olup hem de alabileceğim kişiyi radarıma aldım. Watley'i. | Open Subtitles | لقد عزلت الشخص الذي يملكها، وسيعطيها، (واتلي) |
| -Tüm bunlar neyle ilgili, Bay Wattley? | Open Subtitles | -ما الذي يجري هنا يا سيد (واتلي)؟ |
| Sen telefonu yerine koy, Bay Wattley. | Open Subtitles | ضع هاتفك هذا جانباً يا سيد (واتلي). |
| - Peki, iyi, iyi. Tim Wattley. | Open Subtitles | -حسناً، حسناً، إنه (تيم واتلي). |