| Öğle yemeği için bir saatleri vardı ve yine de bir şeyleri araştırıp 11 yaşında kazandığın bir ödülü buldular. | Open Subtitles | كان لديهم ساعه واحدة من أجل الغداء وتمكنوا من الحفر وايجاد جائزه فزت بها عندما كنت فالـ ١١ من عمرك |
| Baba için bir gece yapabilirsin. Ha? | Open Subtitles | أجل يا أحبائي يمكنك القيام بهذا لليلة واحدة من أجل والدكم |
| Diyabet için günde iki, kolesterol için bir, yüksek kan basıncı için bir hapım var; ayrıca | Open Subtitles | لدي حبتين لأتناولهما من أجل مَرضي بالسكري. و واحدة أُخرى من أجل الكوليسترول، و واحدة من أجل ارتفاع ضغط الدم، |
| Bu dayanıklı, tekrar kullanılabilir plastik regl kupaları kadınlarınızın kullanımı için bir defaya mahsus bir harcama. | Open Subtitles | أما أقداح حبس الحيض البلاستكية المتينة القابلة لإعادة الإستخدام. فهي شيء سيدفعون ثمنه مرة واحدة من أجل سجن نسائكم. |
| Rob'un Grasshoppers'u için bir tane almayı düşünüyordum, ...VIP görünümlü. | Open Subtitles | كنت أفكر في الحصول على واحدة من أجل مشتريات روب وكأنه مفتش من خدمة كبار الشخصيات |
| Üzüntü için bir, neşe için iki. | Open Subtitles | واحدة من أجل الأسى أثنان من اجل المرح |
| Ülkesi için hayatını tehlikeye atan bir erkek için bir tek iş bile yoktu. | Open Subtitles | لايوجد وظيقة واحدة من أجل رجل ضحى بحياتة لهذا البلد العظيم ! |
| -Haydi, James. Annen için bir dans. | Open Subtitles | - هيا يا جيمس رقصة واحدة من أجل أمك |
| Her birinizin gücü için bir defa. | Open Subtitles | كل واحدة من أجل قواكم |
| Clark takım için bir puan aldı. | Open Subtitles | كلارك أخذ واحدة من أجل الفريق |
| Hatıra defteri için bir poz. | Open Subtitles | واحدة من أجل سِجِل القصاصات |