| Hayır! bir dakika önce ölü gibiydi, sonra birdenbire canlandı! | Open Subtitles | لا دقيقة واحدة هو كَانَ ميتَ بالخارج هو كَانَ يقظَ |
| bir anda pencereden dışarı atladı. Binacci genç ve tecrübesiz olmasaydı. | Open Subtitles | في لحظة واحدة هو قفز من النافذة بيناتشي شاب وعديم الخبرة |
| Tek bir sorun var. Adamın etrafında bir ordu var. | Open Subtitles | ولكن فقط توجد مشكلة واحدة هو لديه جيش يحيط به |
| Tek bir sorun var. Adamın etrafında bir ordu var. | Open Subtitles | ولكن فقط توجد مشكلة واحدة هو لديه جيش يحيط به |
| Tek bir insanın hayatı ödenmesi gereken bir bedel. | Open Subtitles | إن تكلفة حياة واحدة هو السعر الذي يجب أن يدفع |
| Sadece bir saniye sürdü ve bir insanın hayatı sona erdi. | Open Subtitles | ، لحظة واحدة هو كل ما استغرقه الأمر . وقد نزعت حياة الرجل منه |
| bir Komünist düşünün, Üniversitelerden birinin fakültesinde bir Komünist, işte o istenmeyen bir Komünisttir. | Open Subtitles | شيوعي واحد شيوعي واحد في كلية جامعة واحدة هو رقم كبير |
| Son bir sigara içmek için bekliyor. | Open Subtitles | بأنّه فقط يَنتظرُ لسيجارةِ أخيرةِ واحدة. هو بخير. |
| Böyle bir ulus yok, var demek ihanettir. | Open Subtitles | لا يوجد مثل هذه الأمة. و الكلام عن واحدة هو خيانة عظمى. |
| İsrailliler, Filistinliler ile eşit şartlarda demokratik bir yapı içinde yaşamayı. intihara eşdeğer kabul ediyorlar. | Open Subtitles | إسرائيل تعتبر الشراكة والمساواة مع الفلسطينيين في دولة ديمقراطية واحدة هو إنتحار لدولة اليهود |
| Eğer Tanrı benim bir isteğimi yerine getirecek olsaydı benim hakkımdaki düşüncelerini hak etmeyi isterdim. | Open Subtitles | إذا كان لله أن يمنحني أمنيّة واحدة هو أن أكون كما تتخيّلني أنت |
| Şampiyon, restoranın bir gecede kazandığı en yüksek meblağ 15 bin dolardı. Vah vah vah. | Open Subtitles | يا بطل, أكثر ما جناه المطعم في ليلة واحدة هو 15 ألف. |
| Tek elle oynayan adamın kazandığı gün kasabayı terk ederim ve asla geri dönmem! | Open Subtitles | اليوم الذى يفوز فيه لاعب بيد واحدة هو اليوم الذى أغادر فيه المدينة و لا أعود أبدا |
| Tekrarlıyorum, Tek eşlilik güzelliğin en feci yanıdır. | Open Subtitles | مرة آخرى، الزواج من واحدة هو تضحية كبيرة بالجمال |
| Kendimi Tek bir eşle kısıtlamak doğama aykırı. | Open Subtitles | تقييد نفسي بأنثى واحدة هو أمر ضد الطبيعة |
| Bu Tek el kullanma olayı şimdiden canımı sıkmaya başladı. | Open Subtitles | هذه حماقة بيد واحدة هو ستعمل الحصول على القديم الحقيقي، سريع الحقيقي. |
| Tek bir gerçeği olan kraldır. | Open Subtitles | الرجل الذي لديه حقيقة واحدة هو الملك |