| Sonra ben bu şanssız hanımlardan birini alıp bagaja koyuyor, gazlıyorum ve bam! | Open Subtitles | ثم بعدها سوف آخذ واحده من تلك السيدات و اضعها فى صندوق السياره |
| Gitarda bile öğrenmesi en zor şarkılardan birini bana öğretti. | Open Subtitles | علمني واحده من اصعب الاغنيات التي يصعب تعلمها على الغيتار |
| Keşke bizdede bunlardan bir tane olsa. | Open Subtitles | ومقنعة أتمنى لو كان لدينا واحده من ماكينات الدمار تلك |
| Keşke bizde de bunlardan bir tane olsa. | Open Subtitles | ومقنعة أتمنى لو كان لدينا واحده من ماكينات الدمار تلك |
| Aa, bu benim sana yılbaşında getirdiğim havlulardan birisi değil mi? | Open Subtitles | هل هذه واحده من المناشف التي اهديتك اياها في ذكرى زواجك |
| - Şu mermileri çıkaralım. - birinin çıkış yarası var. | Open Subtitles | دعنا نُخرجُ هذه الرصاصِ ذهبت واحده من خلاله |
| Hz. Muhammed 1.400 yıl önce Dünya'nın en çetin bölgelerinden birinde doğmuştur. | Open Subtitles | محمد ولد قبل 1400 سنة في واحده من اكثر المناطق القاسية بالعالم |
| Yani bir uzay gemim olmayabilir ama umarım ki dünyanın en büyük teleskoplarından birine sahip olabilirim. | TED | لذا لا أستطيع أن أمتلك مركبة فضائية، لكن آمُل أن أمتلك واحده من أكبر التليسكوبات في العالم. |
| Buraya en iyi adamalarımdan birini koydum ve çalışmaya başladı. | Open Subtitles | وزرعت واحده من أفضل جنودى وسمحت لها بالذهاب لهذا العمل |
| Destroyerlerden birini batırmaktan sorumlu olurum, belki de hepsini. | Open Subtitles | اذا سوف اكون مسئولا عن فناء واحده من هذه المدمرات وربما جميعهم |
| Yaralı Bulgarlardan birini konuşturuyorlar. | Open Subtitles | انهم يجعلون واحده من البلغار المجروحين يتكلم |
| Boru bölümümüzün gözde parçalarından birini çalacağız. Umarız beğenirsiniz. | Open Subtitles | سنقوم بغناء واحده من اغانينا المفضلة نتمنى ان تكون احد الاغاني المفضله عندكم |
| Bunlardan bir tane almalısın. | Open Subtitles | على اية حال,يمكنك الحصول على واحده من هذه |
| Bir eczaneye gidebiliriz, belki de şu testlerden bir tane alırız. | Open Subtitles | ربما نذهب الى مخزن المخدر ونحصل على واحده من تلك الاشياء للاختبار |
| Bir eczaneye gidebiliriz, belki de şu testlerden bir tane alırız. | Open Subtitles | ربما نذهب الى مخزن المخدر ونحصل على واحده من تلك الاشياء للاختبار |
| O maldan iki tane daha içebilirim tamam mı? bir tane versene. | Open Subtitles | يمكنني ان آخذ واحده من هاتين الساقطتين أعطني واحدة |
| Ekonomik şartları iyi olan birisi için yumurtlama dönemi, sadece teklikleri getirir. | Open Subtitles | من اجل واحده من الرفاهية الاقتصاديه, يجلبون العزاب فقط عند فتره الاباضه |
| Görünüşe göre üç amigodan birisi adiyos demiş. | Open Subtitles | يبدوا أن واحده من الصديقات الثلاثه قد ذهبت الى الأبد |
| Hayatında sakınman gereken şeylerden birinin içindesin. | Open Subtitles | انت فى واحده من تلك الاشياء التى يجب تجنبها فى الحياه |
| Üç-dört ay önce, gezilerimden birinde. | Open Subtitles | منذ ثلاثه او اربعه اشهر فى واحده من سفرياتى |
| Sizi Arizona'daki en iyi malikânelerimizden birine yerleştireceğiz. | Open Subtitles | سنعينك فى اريزونا فى واحده من افضل عقاراتنا |
| - En büyük hayranlarınızdan biriyim. - Artık bende sizinkilerden biriyim. | Open Subtitles | أنا واحده من أكبر المعجبين بك أنا حديثا أصبحت من معجبيكي |
| Carol Anne, bu hatta mısın? Bu küçük muzipliklerinden biri mi? | Open Subtitles | كارول أن,هل أنت علي الخط أهذه واحده من مزحك الصغيره |
| Ben, gibi, odalar gitmek kadarıyla demek Bu büyük biridir. | Open Subtitles | انا اعنى, على امتداد الغرفه, هذه واحده من اكبر الغرف. |
| Bunlardan bir tanesi bir aileyi, bir ay boyunca besleyebilir. | Open Subtitles | واحده من هذه يمكنها أن تغذى أسره كامله لمده شهر |