| Dinle Holden, Dr. Warren biriyle konuşmanın sana faydası olabileceğini söyledi. | Open Subtitles | اسمع هولدن دكتور وارين قال ربما يساعدك لتتكلم مع شخص ما |
| Bu işi örtbas etmek için Warren Komisyonunu toplayabilir mi? | Open Subtitles | هل يمكن للغوغاء السيطرة على لجنة وارين لتغطية الامر ؟ |
| Bayan Clemons'a suçlu teşhisi yaptırılmadı, Warren Komisyonuna da çağrılmadı. | Open Subtitles | السيدة كليمونز لم يؤخذ بها كشاهده ولم تسمعها لجنة وارين |
| Jonathan'la Andrew hapse girdi ama Warren roket adam oldu. | Open Subtitles | جوناثان , وآندرو مسجونان ولكن وارين ارتفع من قبل صاروخ |
| Kurşun yemek nasıl bir histir, öğrenmek ister misin Warren? | Open Subtitles | أتريد أن تعرف ما شعور الاصابة بالرصاصة يا وارين ؟ |
| Son olarak sizleri saygıdeğer yapımcımız Warren Dodge'la tanıştırmak istiyorum. | Open Subtitles | واخيراً , إسمحوا لي بتقديم منتجنا الكريم وارين دودج.. لإخباركم |
| Öte yandan, Berkshire Hathaway, Warren Buffett ve dünyadaki en büyük halı firması olan Shaw Halı ile çalışıyoruz. | TED | من ناحية أخرى، نبحث في شركة بركشاير هاثاوي، وارين بوفيت وشو للموكيت، أكبر شركة موكيت في العالم. |
| Dr. Warren, albümü için birkaç fotoğraf daha istemişti. | Open Subtitles | دكتور وارين طلب المزيد من الصور لألبومها |
| Warren Komisyonu'ndaki herkesin bu komploda payı olduğunu mu? | Open Subtitles | كل شخص على قائمة لجنة وارين له علاقة بهذه المؤامرة صح؟ |
| Komisyon, Yargıtay Başkanı Earl Warren'ın idaresinde olacak. | Open Subtitles | وسيرأس اللجنة رئيس المحكمة العليا إيرل وارين |
| Warren Komisyonundaki o herifler sadece ıvır zıvırla uğraştı. | Open Subtitles | أولئك الزملاء فى لجنة وارين كأنهم سيلتقطون السوس من الفلفل |
| Yine aynı adam, Warren Komisyonunda Oswald'ı... şiddete eğilimli olmakla suçladı ve tüfekle bağlantılandırdı. | Open Subtitles | هذا هو نفس الرجل فى النهاية المسمى أوزوالد الذى وصفته لجنة وارين كرجل يتجه للعنف وربط بينه وبين البندقية |
| Ama Warren Komisyonu, Sylvia'nın... gözlerinin bozuk olduğuna hükmediyor, çünkü Oswald o sırada Meksika'da... | Open Subtitles | ولكن لجنة وارين قالت أن سيلفيا مصابة بضعف النظر لأن أوزوالد كان فى ذلك الوقت في المكسيك |
| Warren Komisyonu onu komünist yapmak için çok çaba sarfetmiş. | Open Subtitles | بذلت لجنة وارين جهودا كبيرة لتجعل منه شيوعي |
| Warren Komisyonu bu davanın çocuk oyuncağı olduğunu sandı. | Open Subtitles | تعتقد لجنة وارين أن لديهم قضية فتحت وأغلقت |
| Warren Komisyonu, bir komplonun varlığını kabul etmek... ya da araştırmayı derinleştirmek yerine... hırslı savcı Arlen Spector'ın öne sürdüğü kuramı destekledi. | Open Subtitles | بدلا من الاعتراف بوجود مؤامرة أو مواصلة التحقيق لجنة وارين أيدت نظرية طرحت من قبل المحامى الطموح ارلين سبيكتور |
| Warren Komisyonunun ona gösterdiği üç kovanda... isminin baş harfleri yok. | Open Subtitles | تلك الأحرف والعلامات ليست موجودة على الثلاثة فوارغ التي ظهرت أمام لجنة وارين |
| Selam. Benim adım Karen Warren. Chicago Polis Departmanında çalışıyorum. | Open Subtitles | مرحباً، إسمـي كارين وارين وأعمل في إدارة شرطة شيكاغـو |
| Pekala madem tartışıyoruz, katil sen değilsen... ben de değilsem, Warren ve Needlenose'u başka kim öldürebilir? | Open Subtitles | حسنا، لنفترض جدلا أنه لم يكن أنت من فعلها، ولا أنا، إذن من غيرنا قد يرغب في قتل وارين ونيدلنوز؟ |
| Binbaşı Cotton'ı tanıyorsunuz. Bu da Binbaşı Warren. | Open Subtitles | انت تعرف العقيد كوتون و هذا العقيد وارين |
| Daha da önemlisi, Warrenlar neden kaybolduğunu bildirmedi? | Open Subtitles | ، الأمر الأكثر أهمية هو لماذا لم تقُم عائلة (وارين) بالتبليغ عن إختفائها ؟ |