"وافقتُ" - Traduction Arabe en Turc

    • kabul ettim
        
    • kabul etmiştim
        
    • yapmayı kabul
        
    Size ne bildiğimi söylemeyi kabul ettim ve bunu yaptım. Open Subtitles لقد وافقتُ على إخباركِ بما أعرف، وهُو ما قمتُ به.
    Sadece, amcamın tıbbi masraflarına yardım edebilmek için kabul ettim. Open Subtitles وافقتُ فقط حتى أتمكن من مساعدة عمّي مع مصاريفه الطبية.
    Benim başpiskopos olmamı isteyen o idi. Ve ona olan sevgimden dolayı, onu yalnız brakmak pahasına bile olsa bunu kabul ettim. Open Subtitles وهو من أراد أن أكون المطران، وبسبب حبي له فقط وافقتُ
    Donanma önerdi, ben de kabul ettim. Open Subtitles حَسناً، البحرية إقترحتْ، وأنا وافقتُ ما هو أفضل مكانَ لبِناء منشأه
    - Ne zaman bunu kabul etmiştim? Open Subtitles - متى بحق الجحيم وافقتُ على ذلك؟
    Kodlarınızı alıp birtakım alımsatımlar yapmayı kabul ettim. Open Subtitles وافقتُ على أخذ رموزكم، القيام ببعض المضاربات
    Ben sadece bir müvekkilimizin böyle bir komplonun parçası olmaması için yardımda bulunmayı kabul ettim. Open Subtitles وافقتُ فقط على مساعدة زبون. و ليس للمشاركة في جريمة مؤامرة. الأمر كان حول السيطرة على الضرر.
    Sana yardım etmeyi kabul ettim ama burada götünün üzerinde otururken olmaz. Open Subtitles لـقد وافقتُ على المـساعدة ولكن ذلك لا يـعني بـأنهُ يمكنك الجلوس على مـؤخرتك اللعنيـة
    Sonra bu tertip için gizli bir anlaşma yaptık, ben de kabul ettim çünkü annem ve benim için çok şey anlamına geliyordu. Open Subtitles لكننا قمنا بإتفاق خاص، لنقوم بهذه المكيدة وأنا وافقتُ لأنها كانت تعني الكثير لأمي و لي
    Banka ailemin evine ipotek koydu ben de sadece sınıra yasa dışı götürülen şeylere şoförlük yapmayı kabul ettim. Open Subtitles كانَ المصرف سيحبس رهنَ منزل والديَّ لذا وافقتُ على أيصال بعض المهاجرين عبر الحدود
    Ben bir şeyler yapmayı kabul ettim, sadece ölü adamların yapabileceği türden. Open Subtitles أنني وافقتُ على فعل أشياء .أشياء فقط الرجل الميت يمكنه أن يفلت منها
    Bu görevi neden kabul ettim biliyor musun? Open Subtitles أتعرفين لمَ وافقتُ على القيام بهذه المَهمّة؟
    Geçici polis müdürlüğünü oğlumun hatırasını onurlandırmak ve teşkilatı içinde bulunduğu krizden çıkarmaya öncülük etmek için kabul ettim. Open Subtitles وافقتُ على قبول منصب رئيس الشرطة المؤقت لأشرِّف ابني ولأساعد القسم من مأزقه الحالي.
    kabul ettim ama! Open Subtitles ـ لقد وافقتُ ـ أذهبي إلى حجرتكِ
    Onunla konuşmak istediğini söyleyince ben de kabul ettim. Open Subtitles تبرير شئ ما له لذا وافقتُ على إحضاره
    Ellen Parsons konusunda çalışmayı kabul ettim ama bu tür işleri bıraktım artık. Open Subtitles لقد وافقتُ على القيام بهذا الأمر مع (إلين برسنز)، لكنّي إنتهيتُ وهذا الهراء!
    Ben de kârının yarısı almak üzere parayı vermeyi kabul ettim. Open Subtitles لذا وافقتُ على دعمه مُقابل نصف الأرباح.
    - Hayir, hayir, hayir. - kabul ettim bile. Open Subtitles ـ كلا، كلا ـ لقد وافقتُ بالفعل
    Hayır, bunlar bana denmeden kabul etmiştim. Open Subtitles -لا، وافقتُ قبل أن يأمروني بفعل ذلك
    En sonunda kabul etmiştim. Open Subtitles وافقتُ أخيرًا.
    Bunu yapmayı kabul etsem bile Estes odasındayken kasasını açamam. Open Subtitles إذا وافقتُ على فعلِ هذا، لا أستطيعُ فتح خزنتهِ بينما هو في المكتب.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus