Size ne bildiğimi söylemeyi kabul ettim ve bunu yaptım. | Open Subtitles | لقد وافقتُ على إخباركِ بما أعرف، وهُو ما قمتُ به. |
Sadece, amcamın tıbbi masraflarına yardım edebilmek için kabul ettim. | Open Subtitles | وافقتُ فقط حتى أتمكن من مساعدة عمّي مع مصاريفه الطبية. |
Benim başpiskopos olmamı isteyen o idi. Ve ona olan sevgimden dolayı, onu yalnız brakmak pahasına bile olsa bunu kabul ettim. | Open Subtitles | وهو من أراد أن أكون المطران، وبسبب حبي له فقط وافقتُ |
Donanma önerdi, ben de kabul ettim. | Open Subtitles | حَسناً، البحرية إقترحتْ، وأنا وافقتُ ما هو أفضل مكانَ لبِناء منشأه |
- Ne zaman bunu kabul etmiştim? | Open Subtitles | - متى بحق الجحيم وافقتُ على ذلك؟ |
Kodlarınızı alıp birtakım alımsatımlar yapmayı kabul ettim. | Open Subtitles | وافقتُ على أخذ رموزكم، القيام ببعض المضاربات |
Ben sadece bir müvekkilimizin böyle bir komplonun parçası olmaması için yardımda bulunmayı kabul ettim. | Open Subtitles | وافقتُ فقط على مساعدة زبون. و ليس للمشاركة في جريمة مؤامرة. الأمر كان حول السيطرة على الضرر. |
Sana yardım etmeyi kabul ettim ama burada götünün üzerinde otururken olmaz. | Open Subtitles | لـقد وافقتُ على المـساعدة ولكن ذلك لا يـعني بـأنهُ يمكنك الجلوس على مـؤخرتك اللعنيـة |
Sonra bu tertip için gizli bir anlaşma yaptık, ben de kabul ettim çünkü annem ve benim için çok şey anlamına geliyordu. | Open Subtitles | لكننا قمنا بإتفاق خاص، لنقوم بهذه المكيدة وأنا وافقتُ لأنها كانت تعني الكثير لأمي و لي |
Banka ailemin evine ipotek koydu ben de sadece sınıra yasa dışı götürülen şeylere şoförlük yapmayı kabul ettim. | Open Subtitles | كانَ المصرف سيحبس رهنَ منزل والديَّ لذا وافقتُ على أيصال بعض المهاجرين عبر الحدود |
Ben bir şeyler yapmayı kabul ettim, sadece ölü adamların yapabileceği türden. | Open Subtitles | أنني وافقتُ على فعل أشياء .أشياء فقط الرجل الميت يمكنه أن يفلت منها |
Bu görevi neden kabul ettim biliyor musun? | Open Subtitles | أتعرفين لمَ وافقتُ على القيام بهذه المَهمّة؟ |
Geçici polis müdürlüğünü oğlumun hatırasını onurlandırmak ve teşkilatı içinde bulunduğu krizden çıkarmaya öncülük etmek için kabul ettim. | Open Subtitles | وافقتُ على قبول منصب رئيس الشرطة المؤقت لأشرِّف ابني ولأساعد القسم من مأزقه الحالي. |
kabul ettim ama! | Open Subtitles | ـ لقد وافقتُ ـ أذهبي إلى حجرتكِ |
Onunla konuşmak istediğini söyleyince ben de kabul ettim. | Open Subtitles | تبرير شئ ما له لذا وافقتُ على إحضاره |
Ellen Parsons konusunda çalışmayı kabul ettim ama bu tür işleri bıraktım artık. | Open Subtitles | لقد وافقتُ على القيام بهذا الأمر مع (إلين برسنز)، لكنّي إنتهيتُ وهذا الهراء! |
Ben de kârının yarısı almak üzere parayı vermeyi kabul ettim. | Open Subtitles | لذا وافقتُ على دعمه مُقابل نصف الأرباح. |
- Hayir, hayir, hayir. - kabul ettim bile. | Open Subtitles | ـ كلا، كلا ـ لقد وافقتُ بالفعل |
Hayır, bunlar bana denmeden kabul etmiştim. | Open Subtitles | -لا، وافقتُ قبل أن يأمروني بفعل ذلك |
En sonunda kabul etmiştim. | Open Subtitles | وافقتُ أخيرًا. |
Bunu yapmayı kabul etsem bile Estes odasındayken kasasını açamam. | Open Subtitles | إذا وافقتُ على فعلِ هذا، لا أستطيعُ فتح خزنتهِ بينما هو في المكتب. |