| Ne zaman bu endüstriyel görünüm dev parçaların şehirde, bir binada ziyaretçiler ve Komşular tarafından deneyimlendiğini görsem hâlâ tüylerim diken diken olur. | TED | ومع ذلك مازلت أشعر بالقشعريرة عندما أرى هذه القطع العملاقة من الأراضي الصناعية في قلب المدينة، في مبنى، يطيل الناس والجيران النظر فيه. |
| En azından komşuyuz, ve Komşular birbirine, iyilik yapar, değil mi? | Open Subtitles | لكننا على الأقل جيران، والجيران قد يخدمون بعضهم البعض، صحيح؟ |
| Bayan Kokab ve diğer Komşular onu hastaneye götürdüler. | Open Subtitles | السيدة كوكب والجيران أخدوها إلى المستشفى |
| Mekanını araştırın, bina yöneticisi ve komşularıyla görüşün. | Open Subtitles | فتش مكان سكنه اسأل عنه مالك البناء والجيران |
| Ve şimdi komşularla araları iyi ama ben kendimi suçlu hissediyorum. | Open Subtitles | والجيران مستقرين الآن ولكن مازلت أشعر بالذنب |
| Bu sayede hayvanlardan ve sürekli bir şeyler ödünç isteyen komşulardan korunuyoruz. | Open Subtitles | تبعدنا عن الحيوانات المفترسة والجيران ... الذين ربما يكونوا مزعجيّن يريدون دائماً إستعارة شيئاً ما |
| 4. Daima deplasmanda, kendi sahanda asla. Arkadaşların ve komşuların yatakları da dahil. | Open Subtitles | رابعاً دائماً اجعلى المتعة بعيداً عن المنزل وهذا يشمل مضاجعة الاصدقاء والجيران |
| Komşular da kimseyi görmemişler. | Open Subtitles | نعم , والجيران لا تقرير رؤية أي شخص آخر في المنطقة. |
| Komşular çığlıkları duyunca bizi aradı. | Open Subtitles | ربما سقطت والجيران سمعوها تصرح , لهذا أتصلوا |
| Biraz tüy ve birkaç diş vardı. Komşular da her gün uğrayıp kedilerini arıyorlar. | Open Subtitles | عبارة عن بعض الفراء والأسنان والجيران كانوا يبحثون طوال اليوم عن قطتهم |
| Komşular sessiz ve içine kapanık olarak gördükleri birinin onları şaşırttığını söyledi. | Open Subtitles | والجيران كانوا محتارين لأنها كانت هادئة ومحافظة أن تكون قادرة على فعل ذلك |
| Sonrasında o da kendini kaybetti ve Komşular kapıyı yumruklamaya başladı. | Open Subtitles | ثم بدأت تشعر بالذعر والجيران يطرقون الباب |
| Anneler, babalar, arkadaşlar, Komşular, herkes dünyanın şimdiye kadar gördüğü en büyük kötülük tarafından ele geçirildi. | Open Subtitles | الآباء والأمهات الأصدقاء والجيران والأطفال، كل شخص توقف فجأة بسبب قوة شريرة |
| Burası okadar da kötü değil. Güzel hava dostlar,Komşular. | Open Subtitles | الحال ليس سيء على الإطلاق هنا الطقس جميل والجيران ودودة |
| Kuzenler ve Komşular falan toplam 20 çocuk vardı. | Open Subtitles | ما بين أولاد العم والجيران كان هناكعشرونولداً... |
| Bana göre... sen ve Komşular sadece... | Open Subtitles | بقدر ما أنـا قلقة أنـتَ والجيران ...يمكنكم فقط |
| Ayrıca Komşular senin evden ayrıldığını görmüş. | Open Subtitles | والجيران شاهدوك وأنت تغادرى شقتها |
| - Tüm telefon ve mali kayıtlarına baktık. Arkadaşları ve komşularıyla da konuştuk. | Open Subtitles | لقد فحصنا الهاتف والبيانات الماليّة وتحدّثنا إلى الأصدقاء والجيران. |
| Tüm hizmetliler komşularıyla ve aileleri ile orada olacak, tabii gelmek isterseniz. | Open Subtitles | وسوف يكون هناك عمال النظافة والجيران وأفراد أسرهم، إذا كنت تجرؤ على المجيء |
| Önce annem ve komşularla konuşmalıyız. | Open Subtitles | انت تعرف ذلك؟ علينا ان نتحدث مع والدتي اولا والجيران |
| Yalnız, komşulardan uzakta, bekçi köpeği de yok. | Open Subtitles | "عزباء، والجيران بعيدون" "لا يوجد كلب حراسة" |
| Birazcık, ama köpek havlaması ve komşuların "kapa lanet çeneni" bağrışları arasında söylediğin her aptalca şeyi anlaması güçtü. | Open Subtitles | قليلا لكن بين الكلاب وهي تنبح والجيران يصرخون "اصمت بحق الجحيم" من الصعب عدم سماع |
| Kurtuluş Savaşı bizi son derece etkiledi, aileleri ve komşuları karşı karşıya getirdi. | TED | أثّرت علينا حرب الاستقلال بشكل فظيع، لتضع الأسر في مواجهة بعضها البعض، والجيران في مواجهة بعضهم البعض. |