"والدجاج" - Traduction Arabe en Turc

    • tavuk
        
    • tavuklar
        
    • tavuklu
        
    • tavukları
        
    • ve tavukların
        
    • tavuklarla
        
    İki fajito, pilav ve tavuk, ve bir bira, lütfen. Open Subtitles اثنين فاهيتا ، مع الارز والدجاج والبيرة ، من فضلك
    Bir kuruluş onlara keçi ve tavuk dağıttı. TED إحدى تلك المنظمات أعطتهم الماعز والدجاج الحي.
    Şarap, sarımsaklı tavuk, en sevdiğim yemek, özel kesimli patates, bezelye... Open Subtitles أعني، والنبيذ، والدجاج والثوم، و الذي هو المفضل لدي، سكالوب، البازلاء...
    Ve tavuklar ve ördekler ve kazlar ve hindiler resmen ot kadar aptaldırlar. TED والدجاج والبط والإوز والديك الرومى طيور غبية كأشد ما يكون الغباء.
    Segili tanrım tavuklu pilav yiyor olsak bile en azından bir aradayız. Open Subtitles إلهي العزيز، بالرغم من أننا نأكل الأرز والدجاج. على الأقل نحن جميعنا هنا.
    Fabrika çiftliklerindeki domuzları, tavukları ve inekleri düşünebiliriz. TED يمكننا التفكير في الخنازير والدجاج والبقر في مزارع المصانع، ويمكننا أن نعلم.
    Sığır eti, domuz eti ve tavuk eti bulmak, bugünlerde çok zor. Open Subtitles لحم البقر ولحم الخنزير والدجاج صعبة المنال هذه الأيام
    Pizzandaki peynir ve salatandaki tavuk yüzünden. Open Subtitles هو الجبنُ في بيتزاكَ والدجاج في سلطاتِكَ.
    Derin cepleri salata bar ve zencefilli tavuk için gelmeye ikna etmek zor işmiş. Open Subtitles لابد من أن أقول إنه تحدي مثير للإهتمام محاولة جذب الأثرياء البخلاء لتناول السلطة والدجاج بالزنجبيل
    Bir boa yılanı ilanının hemen altında ve birkaç tane kayıp tavuk ve kedi ilanının hemen üstündeydi. Open Subtitles كان تحت اعلان عن بواء عاصرة مفقودة وفوق اعلان عن مجموعة من القطط والدجاج المفقود
    Jambon ve peynir, tavuk ya da yumurta ve tere. Open Subtitles لحم الخنزير والجبن والدجاج والبيض أو وخردل.
    Ve son yemeği marul, yoğurt, tavuk ve pideymiş. Open Subtitles وكانت وجبتها الأخيرة: الخس والزبادي والدجاج والخبز
    Bisküvi, tavuk ve et suyu, ve bisküvi, tavuk ve et suyu, ve bisküvili tavuklar et suyunda bisküvi ve tavuk. Open Subtitles بسكويت، ودجاج وصلصة والبسكويت، والدجاج والصلصة والدجاجة مع البسكويت
    Bu, eski mısırlı soylularda ve bazı tavuk türlerinde sıkça rastlanan bir genetik bozukluk. Open Subtitles إنّها تشوّهات خُلقيّة مُشتركة في النبلاء المصريين والدجاج التراثي.
    Bamya, pekmez, karalahana yeşil sebzeler, tatlı patates ayran, tavuk ve jambon. Open Subtitles البامية والدبس والكرنب الخضر، البطاطا الحلوة، اللبن والدجاج وفخدا الخنزير.
    Vay canına! İnek, tavuk sesleri falan da çıkartabiliyor musun? Open Subtitles ياللروعة، أيمكنك تقليد صوت البقر والدجاج كذلك ؟
    Çünkü arkadaşlarını bir sürü kilo aldıran cipsler, kızartmalar, çerezler ve kilo aldıran yağ dolu kızarmış tavuk ve daha bir sürü yağlı yemekler yerken görüyorsun. Open Subtitles لأنك ترى كل أصدقائك يأكلون الناتشوز والبطاطس المقلية بالجبن الحارة والدجاج المقلي وكل هذه الأشياء الدهنية
    Ama teleskopla modern hayvancılığın yapıldığı çağa bakarsanız, dört tane göreceksiniz: Hindiler, ördekler, tavuklar ve kazlar. TED وبنظرة تليسكوبية الى عصر تربية الحيوانات الحديثة، سترون اربعة : الديك الرومي والبط والدجاج والأوز.
    Kalabalık kanatlarını açmalarını engelliyor, ve bu tavuklar en basit doğal dürtülerini bile gerçekleştiremiyor. Open Subtitles الزحام يمنعهم من نشر أجنحتها، والدجاج لا يمكنه تلبية حتى أقل الغرائز الطبيعية.
    Neden tavuklu pilav yemiyorsunuz? Open Subtitles لماذا لايمكنكم اكل الرز والدجاج ؟
    Büyük dana parçalarını, ayrıca hindi ve tavukları alın. En iyileri dondurucudadır. Open Subtitles احصل على قطعه كبيره من لحم العجل بالاضافه للديك الرومي والدجاج
    Tüm o domuzlar ve tavukların fabrikada acınası şekilde yaşadıktan, sonra öldürülüyorlar. Open Subtitles بعد أن يجبر كل الخنازير والدجاج على عيش حياة بائسة بالمصانع ليقتلوا بعد ذلك
    İstedikleri şeyleri domuzlar ve tavuklarla da yapabilirler. Open Subtitles هم يمكن أن يعملون الذي يحبّون بالخنازير والدجاج.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus