Gidelim. Baban tecavüz ve cinayet dışında başka ne yapar? | Open Subtitles | بالمناسبة , ما الذي فعله رئيسكم بجانب الاغتصاب والقتل ؟ |
Saldırı, cinayet hayır, cinayete teşebbüs ve diğer bazı işler. | Open Subtitles | الاعتداء والقتل كلا ، الشروع في القتل وبعض الأشياء الأخرى |
Tecavüz ve cinayet ifadelerinde beş farklı ruhsal profil var. | Open Subtitles | اعني , مصطلح الاغتصاب والقتل يدل على خمسة شخصيات مختلفة |
Sizinse tek yapmaya çalıştığınız bir şeyleri yakıp öldürmek, yakıp öldürmek. | Open Subtitles | و كل ما تحاولون أنتم فعله هو الحرق والقتل, الحرق والقتل |
Eğer bu olayların üzerine cesaret ve samimiyetle gidersek, sorumluları bulup,tutuklayabiliriz, ve onları uyuşturucu kaçakçılığı, yolsuzluk ve cinayetten mahkum ettirebiliriz. | Open Subtitles | لو أمضينا قدما فيها بشجاعة وصدق يمكننا اعتقال هؤلاء المسؤولين وادانتهم بتهريب المخدرات والفساد والقتل |
Güney Sahilinde gerçek bir aşk, para ve cinayet hikayesi. | Open Subtitles | لأوّل مرّة، قصّة جريمة حقيقية من الفتنة والمال والقتل الذي |
Uzmanlık alanım terörizmle mücadele, çocuk kaçırma ve cinayet davalarını araştırmaktı. | TED | كان تخصصي التحقيق في حالات مكافحة الإرهاب، اختطاف الأطفال والقتل. |
Yasal tecavüz, sahtecilik, canice saldırı, silahlı soygun ve de cinayet. | Open Subtitles | والأعتداء الأجرامى, والسطو المسلح والقتل |
Sıradan bir haftanın koşuşturmacası içinde... ortalama bir ulaşım polisinin karşılaştığı vakalar şunlardır: soygun, silahlı saldırı... cinayet, sarhoşluk, ruhsal hastalık, vandalizm, kaçıklık, yolsuzluk, cinsel taciz, teşhircilik... | Open Subtitles | في فصل اسبوع العمل الطبيعي شرطة الأنفاق الاعتياديون يتعاملون مع مشاكل مثل السرقة والهجمات والقتل |
Tabi, geçen hafta iki yangın, bir sel ve bir yığın cinayet oldu... | Open Subtitles | حسنا، الأسبوع الماضي كانت هناك نارين، والفيضانات، والقتل الجماعي. |
New York da cinayet masasında polislik. DeMarco davasını yürütmüş. | Open Subtitles | شرطة نيويورك ، والقتل ، وفرقة القيادة على القتل وغيدو المسلسل. |
Sosyal medyayı, eleman devşirmek, ürünlerini satmak, bastırmak, korkutmak ve öldürmek için kullanıyor. | TED | يستخدمونها للإستقطاب وبيع منتوجاتهم، وللتهديد والترهيب والقتل. |
Ve tüm bu bileşenler yalnızca tek bir amaç için evrildiler: etkisiz kılmak ve nihayetinde öldürmek. | TED | وكل هذه المركبات تطورت بشكل خالص لهدف واحد: وهو شل الحركة، والقتل. |
Bana ispat ettiniz ki, aşırı-şiddet ve öldürmek kötü bir şey, çok kötü bir şey! | Open Subtitles | لقد أقتنعت أن العنف المفرط والقتل خطأ خطأ، خطأ فظيع خطأ شنيع |
Hemen buraya gelip transtan, cinayetten bahsediyorsunuz. | Open Subtitles | ثم أتيت إلى هنا للتحدث عن الغيبوبة والقتل |
Adam kaçırma ve cinayete suç ortağı oluyorsun, farkında mısın? | Open Subtitles | هل مستعد أن تكون متواطئًا للخطف والقتل أيضًا؟ |
Neyse. Okul cinayeti soruşturmasında hangi noktadayız? | Open Subtitles | على أي حال، أين نحن على والقتل المدرسة الإعدادية؟ |
Sizler cinayetleri engellemek için yeni cinayetler işlemek istiyorsunuz. | Open Subtitles | انت تستخدم الفوضى والقتل لمنع الفوضى والقتل. |
bugunkü saldirilarilardan ve olumlerden yanliz bir katil sorumlu | Open Subtitles | أنه تم قتل الذين قاموا بإطلاق النار والقتل والمسؤولون عن الهجوم اليوم |
Çünkü 104 ve 118. maddeleri ihlal ettin. Yani vatan hainliği ve cinayetle suçlanacaksın. | Open Subtitles | لأنّك إنتهكت الأقسام 104 إلى 118 من القانون، والذي يعني أنّك ستُتهم بالخيانة والقتل. |
Arabasıyla kaçırılmış ve arabayı bir tarlaya sürmesi için zorlanmış ve burada tecavüz edilmiş ve öldürülmüş. | Open Subtitles | تم سرقة سيارتها وأجبارها على القيادة إلى حقل حيثُ تعرضت للاغتصاب والقتل |
Öğrencinin yalan söyleme, hile yapma, savaş ve öldürme yeteneklerini ölçer. | Open Subtitles | يقيس قدرة طالب الفطرية للكذب والأحتيال والقتال والقتل |
Ben savaşı ve öldürmeyi düşündüğüm kadar istemediğime karar verdim. | Open Subtitles | حسنا ، أنا قررت انني لا اريد المعارك والقتل وبقدر ما كنت اعتقد انني |