| Zor kararlar ve daha zor kararlar vardır. Sandra, bilmiyorum. | Open Subtitles | هناك قرارات صعبة والقرارات الاصعب. اوه ساندرا انا لا اعلم |
| Bu yerel problemi çözmenin evrensel bir yolu var, gün içinde verilen küçük kararlar, dünyadaki su kaynaklarını etkileyebilir. | TED | حل هذه المشكلة المحلية يتطلب حلا عالميا، والقرارات اليومية الصغيرة يمكن أن تؤثر على خزانات الماء في جميع أنحاء العالم. |
| Ekip olarak yükselip ekip olarak düşeriz ve kararlar bir kez alınır, karardan geri dönülmez. | TED | نحن نسمو كفريق واحد، ونسقط كفريق واحد، والقرارات هي القرارات إلى أن لا تصبح كذلك. |
| Her gün doğru ve yanlış sorularıyla yüzleşiriz ve harekete geçmek veya karışmamak konusunda kararlar veririz. | Open Subtitles | كل يوم نواجه اسئلة حول الصواب والخطأ والقرارات حول اتخاذ موقف |
| Gördüğü rüyalar hayatı ve verdiği kararlar hakkındaydı. | Open Subtitles | .. كانت تحلم بحياتها والقرارات التي اتخذتها فيها |
| Dinle Kaptan ve son zamanlarda verdiği kararlar konusunda endişeliyim. | Open Subtitles | أنا قلق بشان الكابتن والقرارات التي يتخذها مؤخراً |
| Kötü sonuçlara yol açan kararlar almanın ve sonsuza kadar sonuçlarına katlanmanın ne demek olduğunu anlayamazsınız. | Open Subtitles | والقرارات الصعبة التي يتوجب علينا اتخاذها كل يوم. والعواقب التي يفترض أن نتحملها بقية حياتنا. |
| Bütün o ince detaylar ve aldığın kararlar senin yok olmana doğru giden bu yolda tüm yaşanacakların sebebi olacaktır. | Open Subtitles | يتذكر كل التفاصيل الصغيرة والقرارات التي أتخذها وجميع الأسباب التي انتهى بها الأمر بمثل نهاية الطريقة التي فعلوها |
| Şu anda itibaren yaptığınız planlar ve verdiğiniz kararlar onunla paylaşılacak. | Open Subtitles | من الآن فصاعداً سيتم تنسيق التخطيط والقرارات معه |
| Düşündüm ki, belki de ahlaki kararlar için bir takım maddi esaslar vardır. | TED | فخطر لي أنه لا بد من وجود شيء " دنيوي " يتعلق بالأخلاق والقرارات الأخلاقية |
| Her şey mükemmel olmasa da, çeşitlilik ve liderliği ilgilendiren kararlar zamanla, doğal bir şekilde alınır, değil mi? | TED | لذا حتى وإن لم يكن كل شيء مثاليا في ذلك الوقت، فإن تحقيق التنوع والقرارات الإدارية كان شيئًا سيحدثُ بشكل طبيعي مع مرور الوقت، أليس كذلك؟ |
| Ve iyi kararlar hayatı kolaylaştırmaz. | Open Subtitles | والقرارات الجيدة لا تجعل الحياة سهلة |
| Insanlari kararlarini verirken cok titiz olmaya iterseniz, arastirmalarin da gosterdigi gibi onlari daha kotu kararlar almaya yoneltiriz. | TED | ان جعلت الناس واعون تماما فيما يخص .. احكامهم " يفكرون بكل شاردة و واردة ".. فالدراسات تشير ان هذا سوف يدفعهم لاطلاق اسوء الاحكام والقرارات |
| Atlarla ilgili kararlar Penny'ye bırakılacak. | Open Subtitles | والقرارات المتعلقة بالخيول ستترك لـ(بيني) |