| Fizikçiler bazen evreni bazı noktalardan ele alıyorlar, örneğin, temel yapı taşları olarak: uzay, zaman ve kütle. | TED | أحيانًا يأخذ الفيزيائيون بعض جوانب الكون كلبنات أساسية: المكان والزمان والكتلة. |
| Beyaz kütle sperm, yeşil kütle ise çiftleşme hediyesi ve erkek bunu kendi vücudundan üretiyor. Yapması ona oldukça pahalıya mal oluyor. | TED | الكتلة البيضاء هي السائل المنوي، والكتلة الخضراء هي هدية الزواج، ويصنع الذكر هذه الكتلة من جسمه وهي تستهلك قيمة عالية جدًا لإنتاجها. |
| Bu hesaplarda ortalama kilo, fiziksel aktivite ve kas yoğunluğu gibi faktörler baz alınır. | TED | هذه التقديرات بناءً على عوامل كمتوسط الوزن والنشاط البدني والكتلة العضلية. |
| Radyasyon uzayda ve kütlede ilerledikçe azalır. | TED | يتم تقليل الإشعاع أثناء انتقاله من خلال الفضاء والكتلة. |
| Enerji ve kütleyi ele alırsanız ikisinin aynı şey olduğu gerçeği o kadar açık değildir. | Open Subtitles | إن فكّرتَ بخصوص الطاقة والكتلة فلن يتّضح لك أنهما ذات علاقة ببعضهما. |
| Küçük parçacıklar birbirine çarpıyordu ve bu reaksiyonda kaybolan kütle enerjiye dönüşüyordu. | Open Subtitles | تتحطّم جزيئات صغيرة معاً، والكتلة المفقودة في هذا التفاعل تتحوّل لطاقة. |
| Ağırlık ve kütle hacminin de bu konuda söylecekleri olurdu sanırım. | Open Subtitles | أنا أقول الجاذبية والكتلة الصلبة لها رأي في هذا، أيضاً |
| Tüm yapman gereken sürat, kütle ve açıyı ayarlamak. | Open Subtitles | من الكراة كل ما عليك القيام به هو حساب السرعه والكتلة وزاوية |
| Bir kez yeterli malzeme ve yeterli kütleye ulaşıldığında yerçekimsel kuvvet güçlü bir hal alır. | Open Subtitles | متى تحظى بالموادّ الكافية، والكتلة الكافية تصير القوّة الجذبية أقوى |
| Çünkü iki gezegenin de boyutları, yoğunluğu ve kütlesi neredeyse aynıdır. | Open Subtitles | وذلك لانهما يتشابهان فهما تقريبا بنفس الحجم والكثافة والكتلة |
| Ağırlık, kütle ve öz kütle arasındaki fark nedir? | Open Subtitles | ما الإختلاف بين الوزن ، والكتلة ، والكثافة ؟ |
| Beyinciğinde, beyin korteksinde ve bazal ganglionlarında ağır hasar var. | Open Subtitles | يوجد تلف حاد في المخيخ و القشرة الدماغية والكتلة العصبية القاعدية. |
| Ama onları bir yerde depolamak enerji gerektirir. Dostumuz Albert Einstein sayesinde enerji ve kütlenin ilişkili olduğunu biliyoruz. | TED | ولكن يتطلب الأمر طاقةً لتخزينهم في مكان واحد وكما نعرف بالفضل لصديقنا ألبرت آينشتاين فالطاقة والكتلة مرتبطتان . |
| Darbenin enerjisi hızın karesinin kütleyle çarpımına bağlı, kütle de cismin büyüklüğüne ve neden yapıldığına bağlı. | TED | حسنًا، حساب تأثير الطاقة يعتمد على مربع السرعة مضروبًا في كتلته والكتلة تعتمد على مدى كبر حجمه والمادة التي يتكون منها، |
| Hödük bir koca, ihmal edilmiş bir eş, yolun aşağısındaki zebellah gibi adam... ve sayfa 72 ; | Open Subtitles | والكتلة الحساسة على الطريق وفي صفحة 72 |
| Einstein enerji ve kütlenin aslında madeni bir paranın iki yüzü olduğunu keşfetti. | Open Subtitles | وجد "آينشتاين" أنّ الطاقة والكتلة وجهان لعملة واحدة. |
| W ve tepe kütlesinin iyi olduğunu bilirseniz, uzun bir bant tahmin edebilirsiniz. | Open Subtitles | W لذلك إذا عرفت الـ والكتلة العليا بشكل جيد جدا يمكنك في الواقع التنبؤ بنطاق طويل |
| Ağırlık, kütle ve öz kütle hakkında konuşalım. | Open Subtitles | دعونا نتحدث عن الوزن والكتلة والكثافة |
| 19. yüzyılda, Maxwell elektromanyetikle ilgili olayların var olan temel prensiplere dayanılarak açıklanamayacağını farketti — uzay, zaman, kütle, Newton yasaları gibi — bu nedenle Maxwell elektromanyentizm yasaralarının doğruluğunu kabul etti ve elektrik yükünün varlığını bu yasaları yöneten bir yapı taşı olarak ele aldı. | TED | في القرن التاسع عشر، وجد ماكسويل أنه لا يمكن تفسير الظواهر الكهرومغناطيسية من حيث الأساسيات الحالية — المكان والزمان والكتلة وقوانين نيوتن — لقد قام بافتراض قوانين أساسية للكهرومغناطيسية وافترض الشحنة الكهربائية كعنصر أساسي تحكمه تلك القوانين. |
| Sıvı ve katı aynıdır. | Open Subtitles | السائل والكتلة يساوي. |