| Patlayıcı jelatinler, oksijen ve hidrojen tüpleri... bu gemide Almanların işine yarayacak yığınlarca şey var hanımefendi. | Open Subtitles | عبوات ناسفه جيلاتين اسطوانات من الاكسجين والهيدروجين اكوام من الاشياء يمكن للالمان ان يستخدموها .تستطيع ان تثق بهم لذلك |
| Oksijen ve hidrojen, oldukça patlayıcıdır. | Open Subtitles | مزيج من الأوكسجين والهيدروجين متفجر جداً |
| Anladım. Yani kutu selülozdan yapılmış. Bu da karbon, oksijen ve hidrojen atomlarının birleşimidir. | Open Subtitles | فهمت، إذاً فالعلبة مصنوعة من السيلولوز، وهي سلسلة من ذرات الكربون، الأكسجين والهيدروجين. |
| Ayrıca hidrojen ve yakıt hücresi araba ve kamyonlarımız park halindeyken aktif olarak şebekeye elektrik üretme imkanı sağlamaktadır. | TED | والهيدروجين وخلايا الوقود تعطينا هذه الفرصة لكى نستخدم سياراتنا و شاحناتنا عندما تكون متوقفة لتوليد الطاقة الكهربائية |
| hidrojen ve oksijen izotop oranları bölgeye göre değişir. | Open Subtitles | وحدات الاكسجين والهيدروجين التناظرية بمعدلاتهم العادية |
| Bundan iki milyar yıl önce, Proklorokokus'un bazı ataları evrim geçirerek güneş enerjisini kullanmayı, onu absorbe etmeyi başardı, ve suyu oksijen ve hidrojen bileşenlerine ayırdı. | TED | قبل حوالي ملياري ونصف سنة مضت، تطورت بعض هذه الأسلاف القديمة من بروكليروكوكس حيث تمكنوا من استخدام الطاقة الشمسية وامتصاصها وفصل المياه إلى مكوناتها الجزئية من الأكسجين والهيدروجين. |
| Ağaç ve sudan kağıt ve hidrojen mi yarattı? | Open Subtitles | كون الورق والهيدروجين من الشجر والماء؟ |
| Gaz değişimi üretimi de gerçekleştiriyor. CO2, nitrojen, metan, hidrojen ve oksijen. | Open Subtitles | تبادل الغازات تدابير الإنتاج ، أو الحصول على النيتروجين ، وغاز الميثان والهيدروجين والاوكسجين |
| Voyager, bulutları tahmin edilenden çok daha dinamik, hidrojen ve helyum gazından oluşan bir atmosferi ortaya çıkardı. | Open Subtitles | كشف "الرحّالة" أن الغلاف الجـوّى مكون من غاز الهليوم والهيدروجين وان السحب كانت أكثر ديناميكية بكثير مما كان متخيّلاً |
| hidrojen ve oksijenin atomlarına ayrılmasına neden olabilir. | Open Subtitles | إنشقاق ذرّات الأوكسجين والهيدروجين |