| Plastiğin fiyatı çok düşüktü ve çöktü. | TED | وانهار سعر البلاستيك، رغم ما كان عليه من ضآلة. |
| Çatıdaki yangını söndürmeye çalışıyordum ama çatı birden çöktü. | Open Subtitles | كنت على السطح محاولاً اخماد الحريق وانهار السقف فجأة. |
| Konuşuyorduk, birden üstümüze çöktü. - Her şey çok hızlı oldu. - Yardım getirmeliyiz. | Open Subtitles | لقد كنا نتحدث, وانهار فوقنا, كل شيئ حدث بسرعة |
| Sokakta kriz geçirip yere yığılmış. | Open Subtitles | تعرض لنوبة . وانهار في الشارع |
| Test alanında sendeleyip yere yığılmış. | Open Subtitles | أتى لمنطقة الاختبارات وانهار |
| Benim etrafımda işler böyle yürür. Geçen ay tost makinem bozuldu, kedim evden kaçtı ve arka balkonum çöktü. | Open Subtitles | تعطّلت محمصتي الشهر الماضي، ثم هربت قطّتي وانهار الرواق الخلفيّ في منزلي |
| Peşinden yanına döndü ve çöktü yanına vardığımda hiçbir hayat belirtisi yoktu. | Open Subtitles | -ثم قام بنصف استدارة وانهار #الرقيب جوليس هاكون - الجيش الفرنسي# -عندما وصلت له لم يكن هناك أي مؤشر على الحياة |
| - Ama arkamızdaki her şey çöktü. | Open Subtitles | ولكن كل شيء سقت وانهار بعدنا |
| Başka bir köprü daha çöktü. | Open Subtitles | وانهار جسر آخر. |