| Bugün bile, hiçbir şey yapmadan sırada, önümdeki kadın bana hasta oldu. | Open Subtitles | وحتى اليوم وبدون أن أغازل المرأة الوقفة في الدور كانت معجبة بي |
| Nasıl da biz farkina bile varmadan tatlilikla toplum bilincine sızdıklarını, ve bunun nasıl olması gerektiğini. | TED | كيف يتملقون حتي يصلون الي النفسية المجمعة وبدون حتي معرفتنا, وكيف يجب ان يحدث هذا |
| Oracıkta, onca yıI hiç takdir edilmeden çalıştığı çan kulesinin altında evlenebilirlerdi. | Open Subtitles | كان بامكانهما اقامة الزفاف تحت برج الجرس حيث عمل جاهداً وبدون تقدير |
| Kendini çok sev ki başkalarını engeller olmadan ve yargılamadan sevebilesin. | TED | اغمر نفسك بالحب حتى تفيض على الآخرين. بدون حواجز وبدون أحكام. |
| Güvenlik, destek, koruyucu dizlik ya da dirseklik,koruyucu minder ya da yerde kum havuzu yoktu. | TED | بدون اي دعم خارجي .. وبدون اي شروط سلامة بدون واقيات ارتطام .. بدون كسارات .. وبدون رمال تمتص الصدمات في الارض |
| Fiziksel kanıt olmadan Cook County'deki hiçbir jüri benim sözüm varken seninkini dinlemez. | Open Subtitles | وبدون اّدله لا لجنة المحلفين في مقاطعة الطبخ سوف يأخذ كلمتك على اللغم. |
| Uzun yıllardır aslında zaten var olan bir şey, olmayan şey bilgisayar desteğiydi. | TED | هو شيء نملكه منذ سنوات عده، وبدون مساعدة الحواسيب. |
| Daha fazla gecikmeden, hepimiz tarafından hoşlanılacak bir icranın zamanı. | Open Subtitles | الآن وبدون مسبقات، إنه الوقت لأداء لموسيقى نستمتع بها جميعاً. |
| Boşboğazlık olmasın ama konunun hep sen olduğunu söyleyebilirim. | Open Subtitles | وبدون طيش أستطيع أن أقول أنه تم الحديث عنك كثيراً |
| Eski yemek masası yokken yemek odası çok daha şık görünüyordu. | Open Subtitles | وبدون طاولة الطعام القديمة هناك أصبحت غرفة الطعام أنيقة نوعا ما |
| Burada olan su, biz farkinda bile olmadan kulturumuz degisiyor. | TED | وما يحدث هنا هو اننا وبدون وعي منا قد تغيرت ثقافتنا |
| Ve insanlar bu hayvanın kâhyası konumuna geldiler, ve ne yaptıklarını bile bilmeden, onu zaman içinde yeniden ve yeniden tasarladılar. | TED | وأصبح الانسان بعد ذلك متعهدها، وبدون قصد ودراية، قام البشر تدريجيا باعادة تصميمها، واعادة تصميمها، وإعادة تصميمها. |
| Aslında, hiç çizik almadan kurtuldum. Bunun bir işaret olduğunu anladım. | Open Subtitles | في الحقيقة، لقد خرجت وبدون أي خدش أعتقدت بأن تِلك إشارة |
| Eve gidip yatacağım ve sabah uyandığımda hiç şansın yok, gitmiş olacaksın. | Open Subtitles | سوف أرجع إلى الفراش بالمنزل وأنهض في الصباح وبدون حظ، سوف تنتهي |
| Ailen, kimliğin yoktu. Şoktaydın. Program için idealdin. | Open Subtitles | بدون عائلة,وبدون أثبات شخصية فى الحقيقة,كنت مثالية لتجربتنا |
| Daha önce de bahsettiğim gibi bu, tedavisi olmayan çok yaygın bir hastalık. | TED | كما ذكرت سابقا، الأمر وبائي بشكل هائل وبدون علاج. |
| Bu artışın ortalama insan ömrünün uzamasıyla ya da daha fazla çocuk sayısıyla bir ilgisi yok. | TED | ويمكنك أن ترى أن هذه الزيادة قد حصلت دون الحصول على أمد حياة أطول وبدون إضافة أطفال؟ |
| Hamburger, kızartma, Pepsi... Hamburgerde domates olmasın. | Open Subtitles | برجر ، وبطاطس مقليلة ، بيبسى وبدون طماطم فى البرجر |
| Cebinde para yokken fatura ödediğin bir gün değil de ne ki Noel? | Open Subtitles | ما عيد الميلاد ، إلا وقت لدفع الفواتير وبدون مال؟ |
| hem de herkesin alması gereken üç haftalık eğitim olmadan. | Open Subtitles | وبدون التدريب الذي يمتد لثلاثة أسابيع والذي قمنا به جميعنا |
| Varsayımsal olanı önemsemiyorlardı, ve soyutlama olmaksızın ahlaki bir tartışmayı kazanmak çok zordur. | TED | لن يأخذوا الفرضية على محمل الجد، وبدون الفرضية، من الصعب جداً الحصول على جدال الأخلاقي بعيداً عن الواقع. |