| Araştırma teknesi bozuldu ve orada kısılıp kaldık. Ve aralıksız yağmur yağdı. | Open Subtitles | كان القارب مكسوراً وبقينا عالقين والسماء تمطر |
| İki yıl evsizler yurdunda kaldık, bir daire boşalsın diye bekledik. Evet. | Open Subtitles | وبقينا نعيش حوالي سنتين في نُزُل للمشردين، في انتظار شقة. |
| Ben de Sidney ve iki felsefeci ile kaldık. | TED | وبقينا انا وسيدني مع الفيلسوفين فحسب |
| Ve biz John Doolikahn'ı izledik ve onunla beraber kaldık. | TED | هذه هي منطقة القبيلة وقد راقبنا .. وبقينا مع .. " جون دووليكهان " |
| Ve bu şekilde 1995 Kasımına kadar kaldık. | Open Subtitles | وبقينا هكذا حتى نوفمبر من عام 1995 |
| Velayeti bölüştük ve arkadaş kaldık. | Open Subtitles | لذا تشاركنا الحضانة وبقينا اصدقاء. |
| Tüm arkadaşlarımız bizi terk etti ve ikimiz de burada mahsur kaldık. | Open Subtitles | كل اصدقائنا تركونا وبقينا عالقين هناك |
| Onlar oradan uzaklaştı. Biz ise kaldık. | Open Subtitles | فابتعدوا، وبقينا نحن |
| O gitti ama biz kaldık. | Open Subtitles | انتقلت وبقينا نحن |
| O gitti ama biz kaldık. | Open Subtitles | انتقلت وبقينا نحن |
| Yeraltına indik- ve orada kaldık. | Open Subtitles | نزلنا تحت الأرض وبقينا هنا |
| Geriye kala kala biz mi kaldık? | Open Subtitles | وبقينا نحن؟ |