| Çevresel etki raporunun sorun olmamasını sağladım. | Open Subtitles | وتأكدت من أن التقرير البيئي لن يمثل معضلة |
| Yeğeninin sağ kalmasını sağladım! | Open Subtitles | وتأكدت من أن ابن أخيك لن يقتل نفسه |
| Ölü bir süvari kılığında Danları ziyaret edip Guthred'in salıverilmesini sağladım ve kutsal bir azizin kalıntıları üzerinde kral olarak taç giydirildi. | Open Subtitles | دخلت إلى الدنمركيين وأنا تخفي بهيئة الفارس الميت، وتأكدت من إطلاق سراح (غوثريد) "وبما تبقى من جسد قديسِ مبارك، تم تتويجه ملكاً" |
| Onu kontrol ettim. Öyleyse Bay Habib bu yer ayırtma işlemini yapamazdı. | Open Subtitles | وتأكدت من ذلك ولذا من المحال أن يقوم بذلك الحجز |
| Mini barın dolu olduğundan emin olmak için odayı kontrol ettim. | Open Subtitles | لقد تفقدت الفندق وتأكدت أن البار ممتلئ |
| Arama kaydını okudum ve babanın kimliğini onayladım. | Open Subtitles | لقد قرأت نص المكالمة وتأكدت من هوية الوالد |
| Bana rozetini gösterdi. Büroyu arayıp kontrol ettim, geçerli. | Open Subtitles | وتأكدت من الادارة انه قانوني |
| İki kez kontrol ettim. | Open Subtitles | وتأكدت مجددا. |
| Near, defteri inceledim ve onayladım. | Open Subtitles | نير ، لقد فحصت المذكرة وتأكدت منها |