| Dolayısıyla birkaç yazılım bulup taramaya okumaya başladım ve bir bulmaca olduğu ortaya çıktı. | TED | جلبت بعض البرامج وبدأت في قراءتها، وتحليلها، وتبيّن أنها أحجية. |
| Tutuklandığın dosyayı gözden geçirmeye karar verdik. Bir çok noksan ortaya çıktı. | Open Subtitles | قررنا قراءة ملف إعتقالكِ وتبيّن أنّه كان هناك الكثير من التناقضات |
| El salladığım kişinin de eski futbol koçum olmadığı da ortaya çıktı. | Open Subtitles | وتبيّن أن الشخص الذي لوحت إليه لم يكن مدربي القديم في كرة الفدم |
| Aslında bir çok pazar araştırması yaptım ve Ohio'nun güneybatısının sıradaki silikon vadisi olacağı ortaya çıktı. | Open Subtitles | لقد كان يجب علي إنهاء الكثير من بحوث السوق وتبيّن لي أن جنوب غرب ولاية أوهايو سيكون الوادي المُقبل للسيلكون |
| Ben de telefonuma baktım ve ortaya çıktı ki dün gece, ben temsilciye röportajın konusunun beslenme ve kanser arasındaki korelasyonla ilgili olacağını söylediğimde, kendisi bu röportajı artık yapamayacağını söyledi. | Open Subtitles | فتناولتُ هاتفي وتبيّن أنه في الليلة الفائتة، بعد أن أخبرتها أنّ المقابلة ستدور حول الترابط بين نمط الغذاء والسرطان، |
| Hakkımda üç tane tutuklama emri olduğu ortaya çıktı. | Open Subtitles | وتبيّن أن هنالك 3 مذكرات إيقاف ضدي |
| Sadece iki tane imzaya ihtiyacı olduğu ortaya çıktı ve Chatswin Günlükleri geri döndü. | Open Subtitles | وتبيّن أنهم التوقيعين الوحيدين التي تحتاجهم "وعند إعادة "تأريخ الأحداث الماضية |
| Onun da Tammy'den nefret ettiği ortaya çıktı. Böylece çıkmaya başladık. | Open Subtitles | وتبيّن أنها تكره (تامي) أيضاً، لذا بدأنا بالمواعدة. |
| Ve hasta olduğum ortaya çıktı, ahbap. | Open Subtitles | وتبيّن أنني مريض |
| Ertesi gün yerel cenazeci bizi aradı ve iyi çocuk Leo'nun bize küçük bir şey bıraktığı ortaya çıktı. | Open Subtitles | "في اليوم التّالي وصلتنا مكالمة من دافِنُ الأَمْوات المحليه" "وتبيّن أنّ (ليو) تركَ لنا شيئًا" |
| Arkansas'ta müthiş bir cinayet cümbüşü planladığı ortaya çıktı ve bunu gerçekleştirdi. | Open Subtitles | وتبيّن أنها مُنغمسة بالقتل في (آركانساس) ونفدت بجلدها مِنَ الأمر. |
| Ben ve Ari adamla buluştuk. ortaya çıktı ki silahlar AK değilmiş. | Open Subtitles | ذهبت أنا و(آري) لمقابلة الرجل، وتبيّن أنّها ليس رشاشات (كلاشينكوف). |